Küçük Kuzum ve Orta Boy Koyunum :)
10 gün rötarlı olarak Ankara’ya yeni gelmiş gibi yapıyoruz. Büyükleri yeni görebildik. Bavullar yeni yeni boşaldı. Çamaşır makinası fazlaca mesai yaptı - sonunda bozuldu rahatladı. Tabii ben rahatlayamadım. Ortalık bir türlü toplanamadı. Evin halinden utandığımdan arkadaşlarımızı ekmeye devam ettim. Hatta evin dağınık ruhu bana geçti - sürekli bir şeyleri - bu şeyler arasında çocuklar da var - bir yerlerde unuttuğum paranoyasına kapılıyorum. Tekrar bir yerleşebilsem, normale döneceğim. (inşallah…)
Tabii benden önce hızlı normaleşen bazı şeyler var. Sarp Ada doğum kilosunu hemen hemen ikiye katladı. Mira daha jetlag bile atlatmadan Türkçe anlayan okulu Binbirçiçek’e mutlu mesut geri döndü. Ama asıl önemlisi ve kayıt altına alınması gerekeni; Mira’nın büyümekten ve büyük olmaktan memnun olmaya başlaması oldu İkinci bebeğini bekleyen ve yeni doğurmuş arkadaşlara selam olsun; merak etmeyin su yolunu buluyor diyeceğim. Bu zamana kadar bir çok yaşıtının aksine, büyüdün - büyümen lazım gerekçelerini yok almayayım, ben bebeğim, küçük olmaktan mutluyum, daha küçük kalmak istiyorum diye savuşturmayı başaran kızım için çok büyük bir adım bu… 0-3 yaş ayrımının yapılmasında varmış bir keramet… gördüm, anladım.
Ada’nın doğumundan beri, elimden gelebildiğince sen abla oldun artık, büyüdün dememeye özen gösteriyordum. Zaten annem, kayınvalidem, görümcem, kardeşim, komşum, kapıcım, sütçüm hatta marketteki teyze, yoldaki amca bile iyi niyetle ister istemez ne güzel bir abla olmuşsun sen artık uslu durursun, kardeşini seversin, annene yardım edersin diyor, Mira da inadına içine Chuky kaçmış gibi davranıyordu. Çenemi yorup niye dinlemiyor beni diye stres olacağıma eksik kalmam iyi olacaktı.
Büyük çocuk gözü ile baktığınızda zaten bebek olmak, abla olmaktan daha güzel bir şey… Minik bebek hiç hata yapmıyor, kimse ona kızmıyor, her ortamda ilgi odağı oluveriyor, herkes ona gülümsüyor. Abla-abiye ise her zamankinden çok yapma-dur-yavaş engelleri koyuluyor. Üstüne bir de kardeşin olduğu için mutlu musun, mutlu ol diye sıkıştırılıyor. Niye mutlu olsun ki allasen
Cenk’le birlikte - biraz sinsice - Mira’ya büyük olmanın avantajlarını göstermeye çalışıyoruz. Aslında zaten yaptığımız veya normal bazı şeyleri büyümüş olmasına küçük dokundurmalar ile yapıyoruz. Mutfakta Ada tezgah üzerinde şezlongda sıkılıp dururken, Mira yumurtaları kırabiliyor, su ile oynayabiliyor. Ada sadece meme emerken, Mira yemekten sonra dondurma yiyebiliyor. Yatak örtüsünün altında - karanlık çadırda - korkunç hikayeleri hiç korkmadan dinleyebiliyor. Salıncakta çok daha hızlı sallanabiliyor ve artık scootera da çok daha hızlı binebiliyor. Her gün biraz daha uzuyor etekleri - elbiseleri kısalıyor…
İşte böyle bir büyüyorum, bugün biraz daha büyüdüm, daha çok büyüyeceğim mevzuu aldı başını gidiyor bizim hanede… Geçenlerde de anneannem Mira’ya laf arasında bir yerde - annesinin kuzusu dedi. Mira da sözünü tamamlamasına izin bile vermeden - hayır ben koyunuyum deyiverdi. Biz anneannemle ne diyor diye pek şaşkın bakmış olacağız ki - tamam çok büyük bir koyun değilim orta boyum sadece… ama Ada annemin küçük kuzusu ben artık orta boy koyunuyum diye açıklama yapma ihtiyacı hissetti. Hala aklıma geldikçe gülüyorum; orta boy koyunum benim
korkunç güzel kareler
Masallah ikisine de, hizla buyumeye devam ediyorlar Fotolara bayildim, orta boy Mira koyununa ise bittim. Bicirik yaaaa
Cok buyumus Ada, masallah…Sila ile birlikte bakiyorduk, cok ilgisini cekti fotograflar. Ada’nin Mira’yi “yedigi” fotoya bayildi, kardesini oyle yiyecegini soyledi Cok kolay gelsin…
Bloğunuzun iyi bir takipçisiyim. Sanki sizi ve özellikle orta boy koyununuzu tanıyor gibiyim Mira’nın laflarına bayılıyorum bu arada. İki yavrunuza da maşallah diyorum. Umarım hep sağlıklı,mutlu ve huzurlu olurlar. Kızımız Rüya Temmuz başında Binbir Çiçek’e başlıyor. Umarım tanışma fırsatımız olur.
Sevgiler,
Çok güldüm Mira’nın lafına!
Banu bu arada seninle ortak arkadaşlarımız varmış.Ekin ve Petek.Yüzmeden tanışıyormuşsunuz.Ekin benim en iyi arkadaşımdır,Petek’i de onun sayesinde tanıyorum.
İlknur, teşekkürler
Banu… az kaldı toplanma olayını bitirmeme, gelecek haftasonuna kadar kendime sınır koydum. Bambino’yla tanışmalıyız artık
Seda… yemez mi, yer tabiii…
Petek… çok teşekkürler yazdığın için, tanışırız mutlaka…
Öykü… ne hoş tesadüf bu… yüzmeden tanışıklıklarımız çok özeldir; birlikte büyüdük biz hepimiz
Banu; cok guzel yakalamissin cok guzel resimler! aralarinda kac yas vardi? ben de ikinciyi dusunuyorumda =D
bu arada hangi fotograf makinasini kullaniyorsun?
sevgiler.
Emel, teşekkür ederim Aralarında 3 yaş 2 ay var… bizim durumumuz için ideal oldu.
İki kameram var. Biri NikonD80; genellikle Nikon 17-55mm f/2.8G bir lens ile kullanıyorum. Compact kamera olarak da Lumix DMC-LX3′üm var… ikisinde de çok çok memnunum bozulana kadar kullanmaya devam ederim
Merhaba. Bodrum’dayım. Ben de torunuma ilk yaşgünü organizasyonu yapmak istiyorum. Tarih 30 temmuz, ve yer Bodrum Gündoğan. Saat 5-8 arası . Yaklaşık 30 kisi için sizinkine benzer bir ikram ve palyaço , müzik yani gitar çalan birini filan istiyorum. Organizasyonu siz yapabilir misiniz? Konuşalım. Bana mail atarsanız acil 2 gün içinde..çünki sonra 10 günlük yolculuktayım, çıkmadan konuşmak ve olayı baglamak isterim. Telefonunuzu bana yazarasın sizi ararım. Teşekkürler.