Mira’nın Bahçesi

Kolleksiyonun ilk parçası: geçen sezondan bir klasik Fotoğraflardan pek belli olmasa da… 50×50cm ebatları ile mini minicik bir battaniye; pembe ebruli dokusu ve kenar işlemesi ile dikkatleri çekiyor. Annemin tabiri ile bu bir “Acil Durum Battaniyesi - Emergency Blanket”! İlk bakışta görenleri “cimriler küçücük örmüşler” diye düşündürse de… Bebeğimiz minikken ana kucağı - oto koltuklarının üzerine cuk oturuyor. Büyüyünce kullandığımız bebek arabasından aşağılara sarkıp kirlenmiyor. Annelerin çantasında az yer kaplıyor. Bebeğimizin ilk yılının en basit ama en işlevsel parçalarından biri olarak kayıtlarda yerine alıyor

Kolleksiyonumuzun bu seneki gözdeleri ise kesinlikle PELERİNLER - PANÇOLAR…

İlki sonbaharlıktı. İnce yünlü, omuzları saç örgüsü motifli, iki gümüş düğme ile önden ilikleniyor ve boyundan bağlanıyor… Anneme bana da aynısından örse diye çok ısrar ettim “artık sadece torunuma örerim” dedi çıktı işin içinden…

Mira’nın bir sonraki pelerini; gül kurusu rengi, kalın bukleli dokusu ve kapisonunu ile göze çarpıyor(du). Soğuk günlerde hızla üzerine alınabiliyor… Battaniye gibi kullanılabiliyor… Kalın montlar gibi hareketlerini kısıtlamıyor… Bunu giyen Mira’mız Star Wars’ın gelmiş geçmiş en sevimli karakterlerinden birine - bir Ewok‘a - benziyor. Bu güzelim pelerin benim gözümden kurutma makinasına kaçıp buklelerini gevşetince… Anneannesi Mira’ya beyaz ve gri renklerde birer tane daha örüyor. Ben de pelerin kolleksiyonun bu parçalarına, magnetleri düğme yaparak katkıda bulunuyorum - vicdan azabımı bir nebze olsun azaltıyor…

Kolleksiyonumuza saf yünden örülmüş kahverengi salopet nostaljik bir hava katıyor. Bunu giyen Mira’cım 70′li yılların Anna - Burda dergilerinden fırlamış gibi duruyor. Aynı salopet modelinden annemin bana, kardeşlerime, kuzenlerime de örmüş olmasından kaynaklı duygusal bir durum da yaşanıyor. Mira’yı bununla gören anneannem, dayım, yengem gayri ihtiyari bizim bebeklik çocukluk anılarımızı anlatmaya başlıyor…

Aksesuar olarak ise çeşit çeşit bereler bu kışa damgasını vuruyor Bu aksesuarlar arasında biri var ki aslında bir tesedüf sonucu ortaya çıktığı hiç anlaşılmayan… Annem keçeden şapka yapma çalışmalarına başlar ama ilk denemesinde ölçüyü tutturamaz. Ama ortaya çıkan minyatür şapka Mira’nın kafasına cuk diye oturur. Kime niyet kime kısmet durumu… Annem uzun uzun uğraşları sonucunda keçe yapımında ustalaştı. Hatta özel siparişler üzerine üretim yapmaya başladı. Bu ustalaşma sonucu; Mira’nın şapkasına takım bir çift patik Mira’nın dolabında yerini aldı…

Fotoğrafçının su koyuverdiği noktada ise annem tarafından “Avusturya dağlarında merserize hırkalar ile mi dolaştıracaksın bu çocuğu?” haykırışı ile bir gece de örülmüş ince bir yün kazak var… Gittiğimiz hafta oralarda havaların 10 derece ısınması ile hiç giyilmeden geri gelmesinin acısını bugünlerde bol bol çıkartıyoruz. Ama ben bu kazağın fotoğrafını bulup ekleyemedim. Zaten oldukça büyük seneye de giyer… o zamana kadar bol bol fotoğrafını çekerim.

Annem… son zamanlarda daha çok taktirle karşılanması gerektiği konusunda bizi inceden inceye uyarıyordu. Sonunda ağzındaki baklayı çıkarttı. O da bir blog istiyor. Ben de ısrarlarına artık dayanamadım. Kendisi için bir blog sayfası hazırladım. Bloga nasıl yazı yazılır kısmını öğretmeyi de başardım. Anneme kendi kendine resim eklemeyi öğretebildiğim noktada da test yayınından normal yayına geçebileceğiz.

Şimdilik Mira’cığımız için hazırladığı kolleksiyona buradan yer vererek kendisine teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi sunuyoruz.

bunlara da göz atabilirsiniz…

• Waldorf Üzerine Kısa Notlar ve Uyku Bebeği Yapımı
• Anneannenin bebekleri
• Anneanne OnAir
• Yolcudur Abbas Bağlasan Durmaz…