Archive

Archive for Kasım, 2010

Bebek ve çocuk kitapları üzerine…

Kasım 20th, 2010 banu 10 comments

Başak, Kids’in bebek ve çocuk kitapları üzerine başlattığı anketi bana paslamıştı. Zaten özel olarak paslanmasa da yazılası bir konu ama ben yazmakta pek geç kaldım…

1. Boncuğunuza kitap seçerken en çok önem verdiğiniz kriterler neler?

Read more…

Bayram tadı damağımızda…

Kasım 19th, 2010 banu 2 comments

evde kalmak… internet detoksu yapmak… kaplumbağa ailesi olmak… yastıklardan yuva kurmak… yemek kitapları okumak… mutfağa dalmak… terapi için pişirmek… hepbirlikte Ratatouille izlemek… sabahın köründe yarım açık bir gözle ekmeği fırına sürmek… o ekmekle uzun uzun kahvaltı etmek… burnumuzun dibindeki ormancıkta yürümek… güzel yemek yemek… eski dostlar ve yavruları ile cümbür cemaat trene binmek, gitmek, gelmek… babaannesinin Mira ile ilgilenme teklifine balıklama atlamak… başbaşa Tunalı’da dolaşmak; Kıtır’da kokoreç, D&R’da kahve kek, Vitamin’de dilli tost, üzerine arkadaşlarda mangal… iyiydi… iyi geldi…

Ev içi tırmanma ağacı

Kasım 12th, 2010 banu 11 comments

Kaja Osholm Kjølås isimli bir İskandinav tasarımcı memleketinin ormanlarından esinlenerek, bir tırmanma ağacı tasarlamış. Evinizin duvarlarına monte edebileceğiniz bu şık tırmanma duvarı ile çocuğunuzun düz duvara tırmanma ihtiyacını giderirken hayalgücünü, koordinasyonunu, konsantrasyonunu, araştırmacı duygularını besliyorsunuz. Artık şehirlerde çocuklarımızın tırmanabileceği ağaçların kalmadığını düşünürken, evin içerisine bir tırmanma ağacı yapma fikri hiç de fena gelmiyor… değil mi?

Read more…

Doğal Ebeveynlik tembel annelerin tercihi mi?

Kasım 10th, 2010 banu 36 comments

Belki biraz anormallik göstereceğim ama doğumdan bu yana anneliğimin iyi veya kötü, şu veya bu ekole ait olduğunu hiç sorgulamadım ben… Kusursuz değilim ama hatalarım için de kendimi yemedim. Daha Mira aramıza katılmadan Cenk ile nasıl anne-baba olacağımızı irdelerken, ana-babalıkta bir miktar hata payının pek normal olduğunu %100lük bir performans için kendimizi kasmamızın gereksizliği konusunda hemfikir olmuştuk. Bana göre anne-babanın vermesi gereken güven ve sevgi gibi en temel ihtiyaçları yerine getirdiğimiz sürece telafi edilemeyecek, onarılamayacak bir hata yok ebeveynlikte…

Hamileliğim süresince Tracy’den, Ferber’e, Karp’tan, Sears’a bir çok çocuk yetiştirme ekolünün kitabını okudum. Akıl süzgecimden geçirdiğimde saçma gelen yanlarına uyuz olmak yerine kulak tıkadım, kendi doğamıza uyabilecekleri, yeni yaşantımızı kolaylaştırabileceklerimi almakla yetindim. Ferber’de çocuğu ağlasa bile uyumaya terk etmek kısmına değil, uyku öncesi tutarlı bir rutin kurmanın olumlu etkisine takıldım. Tracy’nin yemek-aktivite-uyku-kendine vakit ayır sıralamasını ve erken tuvalet eğitimi yaklaşımını çok beğendim. Karp sayesinde kundaklamayı akıl ettim, 2 yaş krizlerinde ilk yapmam gerekenin derdine onun gözünden bakabilmek ve onu anladığımı anlatabilmek olduğunu öğrendim. Ama en çok Sears’ın dünyaya çocuk gözü ile olduğu kadar anne gözü ile de bakabilen yaklaşımına bayıldım.

Son zamanlarda bloglarda, sosyal ağlarda, yakın ve uzak çevremde Attachment Parenting - yani Doğal Ebeveynlik ile ilgili daha çok şey okuyor, duyuyorum. Doğal ebeveynliğin; SADECE kazık kadar olana kadar emzir, ağlamasına üzülmesine asla müsade etme, birlikte uyu, kucağında taşı, davranışlarının zamanı geldiğinde düzelmesi için sabırla bekle şeklinde yansıtılmasına, hatta ileri giderek bunları yapmayan annelerin “doğal olmamakla” suçlamalarına çok şaşırarak bakıyorum. Doğal Ebeveynliğin bahsi geçen olmazsa olmazlarının sertçe dile getirildiği ortamlarda benim araştırdığım / okuduğum / algıladığım Doğal Ebeveynliğin “Soft Attachment Parenting” olarak algılanmasına da pek şaşırmıyorum.

Read more…