Archive

Archive for Mart, 2009

Çınar’ın Doğumgünü

Mart 31st, 2009 banu 1 comment

Cümbür cemaat, Çınarişko’nun doğum günü kutlamasındaydık cumartesi günü… Bebiş kadrosunda eksik yoktu. Hala bebişler diyorum ama resmen “0″ numara bıcırık çocuklar oldu bunlar… Mimikler, eller, kollar, ayaklar… durmadan birşeyler anlatıyorlar…

Mira’cım, bir gece önce hepimizin artık sabah 4te kalkması ve oynaması gerektiğine karar verince, öğlen uykusundan erken kaldırmaya kıyamadım. Sonra da pastayı kesmeden yetişelim telaşıyla fotoğraf makinamı evde unuttum. Cepten çıkan kareler bu kadar…

Read more…

Categories: buluşma Tags:

Anneanne OnAir :)

Mart 26th, 2009 banu 5 comments

- bu blogun kumanda paneline daha dün girebiliyordum, şimdi şifre soruyor, ne yazacağım?
- gmail şifren ile giriyordun ya anne…
- aaa… herşeyi aklımda mı tutacam ben… sana soracam tabi ki…

… derken annem sonunda bloglamaya başladı. Evden şapkalarını yüklendi geldi. Hatta hızını alamadı benim dolaplarımı da döktü. Ben de netlemesi bozuk fotoğraf makinam ile çektim fotoğraflarını…

Artık annemin sayfası FAZODesign resmen yayında, sizi de bekleriz :)

Ferrarimi sattım… Kendime tek taş aldım…

Mart 23rd, 2009 banu 7 comments

Bir çok evde olduğu gibi, bizde de, benzinciden hediye oyuncak bir Ferrari var. Geçen evdeyiz. Annem ile mutfakta çene çalıyoruz. Mira’da yanıbaşımızda araba sürüyor. Vınn… Ferrari gidiyor. Pıtı pıtı… Mira koşarak getiriyor. Derken bir kaç dakikalığına önce Ferrari’nin, ardından Mira’nın sesi kesiliyor. Bir bakalım ne yapıyor diye mutfaktan kafamızı uzatıyoruz ki… Mira’cım koridordan koşarak geliyor. Parmağında siyah conta gibi bir şey, eli önde anneme “ıhhh” (bak) diyor. Parmağındakine dikkatle bakıyorum. Bizimki Ferrari’nin ön tekerini sökmüş, parmağına yüzük yapmış :D

Mira’nın gözü hep benim takılarda… Kolyemi alsın, kafasından geçirsin. Yüzüklerimi kapsın, parmağına taksın. Bilekliklerimi koluna geçirip, düşmesin diye el havada gezsin. Annem “Kızımı kokoş yapamadım. torunumu yapacam” diye dalga geçip duruyor. “Özellikle uğraşmana hiç gerek yok, zaten sana benziyor” diyorum…

Bizim komik kıssadan, iki küçük hisse… Birincisi, bizim başımıza gelmedi ama parçaları ayrılabilen oyuncakları oynarken gözünüz üzerinde olsun. Yutmaya kalkabilir. Boğazına kaçabilir… İkincisi, Damla’nın Kitubi’deki Cinsiyet ayrımcılığı yapmayan nesiller yetiştirmek? başlıklı yazısını okuyun. Anne baba olarak bizim güzel kızım veya aslan oğlum diye abartılı davranışlar sergilememize gerek yok. Bir yaşını geçtikten sonra çocuklarımız zaten yavaş yavaş cinsiyetlerine göre taklit etmeye başlıyorlar. Yoksa nereden bilecek bizim sıpa lastiği yüzük yapıp parmağına takmayı… Bu arada bugun sabah bir baktım. Yine sökmüş lastiği, takmış parmağına ama beğenmemiş ki… Tekrar arabaya takmaya çalışıyor. Tabi beceremiyor, uzatıyor bana “ıııhh” (tak yerine) diye :)

Gırç, gıcırt… 5. diş… güzel haberler üstüne güzel bir gün…

Mart 20th, 2009 banu 11 comments

Salyalar çeneden damlıyor. El ağızdan çıkmıyor. Üst dişler biraz daha uzadı. Alt iki dişi ile üst iki dişini sürekli gırç gırç birbirlerine sürtüyor. Dikkatini dağıtıp, gıcırdatmasını kesmeye çalışıyorum. Zor oluyor. Gırç gırç sesinin beni deli etmesi kadar, dişlerinin sağlığı içinde endişe duyuyorum. O süt dişlerine 7 sene daha ihtiyacı var… babycenter.com‘a bakıyorum… Özetle stres olmanıza gerek yok diyor. Biraz rahatlıyorum. Yeni dişlerine alışmaya çalışması, diş çıkartıyor olması, gergin olması gibi sebepleri olabilirmiş. Büyük ihtimal ile bir süre sonra vazgeçecektir.

Read more…

Categories: sağlık Tags:

Yiğit Paşa’nın doğumgünü

Mart 19th, 2009 banu 7 comments

Yeni hafta sonu kapıya dayanmışken, ben yine geçen hafta sonu diye başlayan bir yazı yazmaya başlıyorum. Acilen günün 25 saate ve haftanın da 8 güne çıkartılmasını talep ediyorum. Aklımda evde ve işte yapılacak yüzlerce proje, çekmek istediğim binlerce fotoğraf, yazmak istediğim onlarca yazı… Hiç birine elim gitmiyor… İşyerimde bir haftada bir mektubu ancak yazdım. Ev tarumar. Mira’cıma sarılıp, kıvrılıp uyuyasım var. Ama Mira’nın hiç uyuyası yok… Fotoğraf makinamın netlik ayarı bozuldu. Fotoğraflarım da aklım gibi pek bulanık…Tamire götürmeye korkuyorum. Çok bozuğum çok…

Uzatmayayım… Geçen hafta sonu Görkem’lerde Yiğit’in 1. yaşını kutladık. Bizim bebek çetesi tam kadro bulunamadı ne yazık ki… Selin yurtdışındaydı… Emre hastaydı… Arda‘cım gece ateşlenmişti… Çınar ve Mira temsil ettiler çeteyi :) Yiğit paşa da bir gece önce başlayan kutlamalar sonucu biraz halsizdi… Ama anneannesinin doping çorbası ile hemen kendini toparladı. Clark Gable gülüşünü yüzünden eksik etmedi. Günün en güzel sürprizi ise Nilsu ile tanışmak oldu…

Categories: buluşma Tags: ,

Anneanne’nin 2008 - 2009 Sonbahar - Kış Kreasyonu

Mart 15th, 2009 banu 14 comments

Kolleksiyonun ilk parçası: geçen sezondan bir klasik :) Fotoğraflardan pek belli olmasa da… 50×50cm ebatları ile mini minicik bir battaniye; pembe ebruli dokusu ve kenar işlemesi ile dikkatleri çekiyor. Annemin tabiri ile bu bir “Acil Durum Battaniyesi - Emergency Blanket”! İlk bakışta görenleri “cimriler küçücük örmüşler” diye düşündürse de… Bebeğimiz minikken ana kucağı - oto koltuklarının üzerine cuk oturuyor. Büyüyünce kullandığımız bebek arabasından aşağılara sarkıp kirlenmiyor. Annelerin çantasında az yer kaplıyor. Bebeğimizin ilk yılının en basit ama en işlevsel parçalarından biri olarak kayıtlarda yerine alıyor :)

Kolleksiyonumuzun bu seneki gözdeleri ise kesinlikle PELERİNLER - PANÇOLAR…

Read more…

Bir Pazar klasiği

Mart 12th, 2009 banu 8 comments

Bu sene Cenk’in en yoğun çalıştığı gün: Pazar… Mira ile ben hep başbaşayız.

Geçen Pazar da işe giderken uyandırıyor bizi… Kahvaltıdan sonra, annem ile anneannemlere doğru yol alıyoruz. Yol üzerinde 20 dakika - 20 günlük Yiğit bebeği sevme - annesine moral verme molası ve sonrası anneannemin evinde Pazar günü kadınları buluşması… Anneannem, yengem, annem, ben ve Mira… Hava da çok güzel içim gidiyor. Anneannemi de alıp dışarı çıksak diyorum… Ama dinletemiyorum. 80 yaşından sonra geçirdiği 3 bel ameliyatı yüzünden o merdivenlerden inmesi gözünde büyüyor da büyüyor. Önce “zaten hava da kapandı” diyor. Sonra “sen evinden çıkarsan, burayı kiraya verir, ben senin evine taşınırım, düz ayak ne güzel olur” diyor… “ne güzel olur” diyorum. Yüksek tonlarda sohbet ediyoruz. Yiyoruz, içiyoruz.

Read more…

Çok okuyoruz ama…

Mart 7th, 2009 banu 9 comments

halen kütüphanemiz okuma hızımızdan çok daha hızlı büyüyor… Tutamıyorum kendimi… Bazen onlarca okunmamış kitap bizi beklerken yine alıyorum yine alıyorum. Yanlış anlaşılmasın şikayetçi değilim bu huyumdan. Hatta memnunum bile diyebilirim. Sadece biraz yer ve zaman sıkıntımız var o kadar… Mira’dan önce, o odada bulunan kocaman kütüphanemizi, eşimin iş yerine gönderince; evde her atıl her köşe kitaplık olarak değerlendirilmeye başlandı. Marangozumuz Nuh Usta yaratıcılığımızı taktirle karşılıyor…

Eski okuma düzenimize dönüş için iki büyük girişimde bulunduk. İlk olarak tuvalete bir kitap rafı taktırdım. Bu konuda fazla yorum yapmayacağım :) Sonra Digitürk’ü kapattırdık. Kablo TV’de yok evde… Galiba antende yok… Cenk Kablo TV’yi bir kaç ay sonra bağlatacakmış… İlk evlendiğimizde de ben bağlatayım demişti - 2,5 yıl sonra bağlatmıştı… Yani uzunca bir süre televizyonsuz olmayı da garantilemiş bulunuyoruz. Zaten izlemiyorduk - biraz cnbc-e hepsi o idi… Artık takip ettiğimiz dizileri bir ara DVD’den izleriz dedik… artık o ara ne zaman olursa…
- buradan yakın arkadaşlarımıza da sesleniyorum. evinizdeki televizyonu gördüğümüzde evlendiğimiz ilk yıllarda olduğu gibi aval aval bakabiliriz… mazur görün artık  ;)

Read more…

Categories: kitap, paylaşmalık Tags: ,