Archive

Archive for Ekim, 2008

Reklamlar!

Ekim 29th, 2008 banu 3 comments

Bu reklamı resimlerimi düzenlerken buldum. İnternet gezintilerimden birinde şuradan kopyalamışım.

1940′lardan bir kola reklamı…
Hayata daha iyi bir başlangıç için, KOLA içmeye erken başlayın!
Ne kadar erken? O kadar iyi…

…ve benzeri şeyler demişler.

Bu reklam kampanyasının ulaştığı başarıyı düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. O dönemin anneleri tabi ki inanmıştır, bu uzmanların yapmış olduğu laboratuar çalışmalarına…

Read more…

Minik kelebek… Uçmak ne demek !

Ekim 27th, 2008 banu 9 comments

Sonunda Blogger Türkiye’de yasaklandı. Bu yazıyı devletten gizli gizli yükledim Blogger sayfamıza… Mira’cımı nasıl bir ülkede büyütüyorum ben diye bir kez daha düşünmeden de duramıyorum.

Radikal’den Oral Çalışlar’ın yazdığı gibi…
Bence de bu yasakları genişletmekte fayda var.
- az önce köprüde kaza vardı, otoyolların tümünü kapatsanıza
- bol kepçe lokantasında biri zehirlenmiş restoranları kapatsanıza
- akp’li bir bakan yolsuzluk yapmış akp’yi kapatsanıza
- milli takım yenilmiş, ülkede futbolu yasaklasanıza
- hızlı tren kaza yapmış demir yollarını kapatsanıza
Bu nasıl bir akıldan çıkma, ne büyük bir saçmalığın ürünüdür. Bu keyfe kederlik, bu yasakçılık nasıl bir korkunun ürünüdür. Allah’ınız sizi bildiği gibi yapsın.

Bu durum aklıma Devekuşu Kabare Tiyatrosunun YASAKLAR‘ından YAYIN YASAĞI isimli bölümü getirdi… Ülkemizde uygulanan yasaklardan ekilenmiyorsanız. Buyrun aşağıda izleyin.

Ben bu yasaklardan etkileniyorum derseniz, buyrun bu siteye bir de buradan bakın. Yok hiçbir şekilde izleme imkanı bulamıyorsanız, özeti aşağıdaki sözlerde…
minik kelebek
miniksin kelebek
dur sakince dur
uçmak ne demek
fazla gezinme
git bir dalda dur
kanat çirpmadan otur
Read more…

Nezle ile ilk savaşımız

Ekim 23rd, 2008 banu 9 comments

fotoğraflar nezleyi atlattığı gün çekildi… ayaklara dikkat… küçük yogi :)

Kızı bayramın güzel havalarda eve tıkılıp kalmasın diyen, hasta kocasının 1 gün bile evde dinlenip iyileşmesine izin vermeyen ve bu yüzden bayram tatilinin son günlerinde kendisi dahil tüm ailenin salya sümük içerisinde kalmasına yol açan anne ne yapar? 8 aylık bebişinin, önce burnundan baloncuklar çıkartmasını, sonra da gece boyunca yarım saatte bir tıkanarak uykusundan uyanmasını görünce vicdan azabıyla can çekişir.

Neyse ki bu sırada sevgili kocası çaydanlığa ıhlamuru koyar, hatta içerisine elma ve limon dilimleri de atar, kaynatır. Evi saran mis gibi ıhlamur kokusu ortamı yumuşatır :) Anne hemen silkelenip kendine gelir. Silahları eline alır ve neredeyse 24 saat içerisinde durumu toparlar…

Read more…

Categories: paylaşmalık, sağlık Tags: ,

Şeker bayramımız…

Ekim 10th, 2008 banu 2 comments

Bayrama, arkadaşımız Haldun’nun bir süredir beklediği iş haberini, hiç beklemediği bir anda almasıyla başladık. Arife günü geldi haber; bayramın 2. günü Dubai’ye bekleniyor. Haldun ile vedalaştık. Burcu’yu da çok yakında yanına uğurlayacağız. Özleyeceğiz onları… Ama çok değil :) Mira en kısa sürede arkadaşı Burcu’yu görmeye Dubai’ye gidecek. Tabi ki annesi ve babası da…

Bu bayram, benim için, eşim için, ziyarete gittiğimiz herkes için, hepimiz için çok özel. Önceki yıllarda edi büdü gittiğimiz bayram ziyaretleri, şimdi daha bir anlamlı… Şekerimiz yanımızda…

Bayrama babaanne ve dedesinde kahvaltı ile başladık. Mira’cımın ilk bayram harçlığı cebine koyuldu :) Evde sofrada bizim ile oturmaya alışan Mira’mızı kahvaltı masasından uzakta veya masada kucakta tutabilmek mümkün değildi. Portatif bir mama sandalyesinin çok faydalı bir gereç olduğuna karar verdik. En kısa sürede, arabada taşımak üzere bir tane edineceğiz. (Bkz. Pratik Anne’den Pratik Ürünler…) Ardından benim anneanneme gittik. Anneannem, herzamanki gibi Mira’yı “yavrumun, yavrusunun, yavrusu” diye diye mıncıkladı… Dayım, yengem, kuzenler, komşular, bol ikram ve bangır bangır muhabbet ile günümüzü tamamladık. Mira’cım bol bol kucak ve öpücük bombardımanına uğradı…

Bu bayramda da uzaklaşmak istemedik. Ankara’yı bekleyelim, sakinliğinin tadını çıkartalım dedik. Tabi ziyaretlerin ardından evde de durmayalım,
gezelim, güzel havaları kaçırmayalım dedik. Ama itiraf ediyorum, Cenk’in soğuk algınlığını yeteri kadar önemsemedik…

Read more…

Büyüyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum… GÖKYÜZÜ

Ekim 5th, 2008 banu 5 comments

Mira’cım ile Eylül’de yazın son günlerini kaçırmamak için hemen her günümüzü açık havada geçirdik. Evimizin bahçesinin yanısıra, Ankara’nın bilumum parklarında ve yeşil alanlarında yazı uğurladık. Ahlatlıbel, Lozan Park, Mogan Park, Eymir, ODTÜ, Seğmenler, Papazın Bağı :)

Read more…