Home > haftanın menüsü > Haftayı Planlayalım

Haftayı Planlayalım

Kasım 11th, 2008 banu Leave a comment Go to comments

Kontrollü, pratik, disiplinli, organize, metodik, görev duygusu gelişmiş, gerçekçi, hesaplı” OĞLAK burcum uzun zamandır reformcu, bağımsız, disiplinsiz, toleranslı, açık görüşlü, düzensiz, isyankar, ikna olmayan” yükselen yıldızım KOVA’nın etkisi ile baskılanmaktaydı. Yanlış anlaşılmasın kova yanımı çok severim. “Tutucu, katı, karamsar” bir keçi olmamı önlüyor. Ama Kova kadınım çok heyacanlı, çok hızlı, çok karışık… Aklıma sürekli yeni fikirler sokuyor… Evle, işle, kendimle, eşimle, Mira ile ilgili… Ama yapamıyorum, yetişemiyorum. Artık Oğlak kadınımın kabuğundan çıkıp, Kova yanımın heyacanıyla bir uzlaşma yapması lazım. O, işleri bir plan program dahilinde ele alınca hayat çok daha kolay oluyor.

Evde günlük yapılması zorunlu rutin işleri (yemek, çamaşır vs) planlamak, yapmayı isteyip vakit bulamadığım diğer işler (okumak, yeni yemekler denemek vs) için fırsat yaratıyor. Her şeyden öte Mira ile geçirdiğim zamanlarda aklım başımda oluyor. Mira ile oynarken “dolaptaki fasülyeyi bugunde pişiremezsen çürüyecek” diye düşünür yakalayınca kendimi sinir oluyorum çünkü…

Haftalık menü ve buna göre alışveriş planlamasını ilk Amerika’da cümbür cemaat yaşarken hayata geçirmiştik. Sofrada herbiri ayrı telden çalan 6 yetişkin olunca… yemeğin en geç beşinci dakikasında konuyu hep “yarın ne yesek?” mevzuuna getirince… bir de üzerine organik besleneceğiz diye tutturup, bütçemizde derin yaralar açınca… Kurtuluşu öncelikle haftalık menümüzü planlamakta bulmuştuk.

Bir de ben hamile, evsahibimiz E.P.A. elemanı olup, ikimizde yemeğe meraklı olunca bu organik mevzuunun peşini tabi ki bırakmamıştık. Amerika’dayken bu konuda şunları yaptık…

  • Alışveriş yerlerimiz arasında ilk sıraya yerel üreticilerin kurduğu pazarı koyduk. Amerika’da pazar kurulacağı hiç aklıma gelmezdi… Çeşit bölgesel üretim ve mevsim ile kısıtlı ama direk üreticiden alma şansınız olduğu için ucuz…
  • Her türlü organik ürünü bir arada bulabileceğiniz Whole Foods, Fresh Market gibi harika zincirler yerine önceliği, direk üreticiden alarak uygun fiyata organik ürün satış yapmayı hedefleyen Trader Joe’s ya verdik. (Ah keşke Türkiye’de de olsa…)
  • Büyük marketlerde, indirimli donmuş organik sebze bulduğumuzda hemen gelecek haftaların menülerinde kullanmak üzere depoladık.
  • Sonuçta herşeyi organik alamasak da bazı ürünleri her koşulda organik tüketmeye özen gösterdik. Bu konuda topladıklarımı daha sonra detaylı yazacağım.

Türkiye’ye dönünce işimiz biraz daha kolaylaştı mı? Zorlaştı mı? Bu konuyu düşünmem lazım. Karar verince bundan da bahsederim. Ama güzel olan bir şey var… bir süredir Ankara’da Ayrancı’da her pazar günü organik pazar kuruluyor :)

Neyse daha fazla uzatmayayım yeni kararlarımdan ilki buyrun aşağıda…
bizim evin bu haftaki menüsü…
Daha farklı menü alternatifleri için bu fikrin yeniden hayatımızda yer almasına ilham veren bu bloğa bakın

Pazartesi
öğle: Brokoli+Yoğurt
akşam: “Közlenmiş Domates Çorbası” + Makarna (kabak, ıspanak ve füme tavuk göğsü soslu)

Salı
öğle: Balkabaklı Rissotto (Annabel Karmel - Yaşasın Mutfakta Annem var kitabından)
akşam: Zeytinyağlı Kereviz (mandalina suyu ile) + “Sebzeli Izgara Köfte(buzluktan - tarife ıspanak da eklemiştim)

Çarşamba
öğle: Havuçlu Mısırlı Yulaf Ezmesi
akşam: Fırında Sebzeli Tavuk + “Guacomole

Perşembe
öğle: Sebzeli Pirinçli Balık Çorbası
akşam: Mantar Sote (Dağ Mantarı olduğu için Mira yemeyecek) + Sebzeli Bulgur Pilavı

Cuma
öğle: “Mısır Unlu Ispanak Yemeği“ 
akşam: “Kestaneli Sebze Çorbası” + Kabak Dolma + Yoğurt

Cumartesi
öğle: Sebzeli Tavuk
akşam: “Terbiyeli Tavuk Çorbası” + İmam Bayıldı + Patates Salatası

Pazar
öğle: Karnıbahar, Tatlı Kırmızı Biber, Mısır üçlemesi (Annabel Karmel - Yaşasın Mutfakta Annem var kitabından)
akşam: Fırında Balık + Ispanak Salatası + Patates Salatası

Kahvaltıda Mira için bir gün peynirli çırpılmış yumurta, ertesi gün kuru erik, kayısı ve fındıklı çok tahıllı muhallebi şeklinde bir düzen tutturduk. Öğle yemekleri ise Mira’ya özel… genellikle de buzluktan… Mira’nın yemeklerini toplu olarak hazırlıyor, muffin kalıbında birer porsiyon olarak dondurup, poşetler içinde derin dondurucuda saklıyorum. Onun dışında brokoli, havuç, pancar gibi sebzeleri de toplu olarak buharda pişirip, püre yapıp, buzkalıplarında donduruyorum. Bu sebze küplerini de birbiri veya yoğurt ile karıştırıyorum veya hızlı bir çorba hazırlamada yardımcı olarak kullanıyorum.

Akşam yemeklerinde ise birlikte sofraya oturuyor ve Mira ile aynı yemekleri paylaşıyoruz. Mira’nın 8. ay kontrolünde doktorumuz “tamamen sizin yediklerinizden yiyebilir artık bu kerata” demişti… “Sadece çatalla ezin… Bir iki sefer de ezilmiyorsa çatalla daha fazla bastırın ama blenderdan veya süzgeçten geçirmeyin” diye eklemişti. Şimdi akşam yemeklerinin Mira’nın yiyebileceği yemekler olmasına özen gösteriyorum. Zaten uzun süredir tuzsuz veya çok az deniz tuzu ile pişiriyorum. Bizim için de daha sağlıklı oluyor.

Bu arada menüye her hafta bir veya iki hiç denemediğim tarifi de eklemeye çalışacağım. Böylece evde rafları bekleyen onlarca yemek kitabıma ve okumayı sevdiğim yemek bloglarına yeniden göz atmak için bahane de yaratmış olacağım. Bu haftanın denemeleri Portakal Ağacı‘ndan, Közlenmiş Domates Çorbası ve Kestaneli Sebze Çorbası… Denemelerimin sonuçlarını yazarım…

Bu kadar plan program anlatmışken… Büyüyorum, Öğreniyorum, Eğleniyorum etkinliklerimiz de Mira ile oyunlarımızı planlamada çok yardımcı… Hem Oğlak, hem de Kova aklım birlikte Mira için çalışıyor. Hepimiz mutlu oluyoruz. Önümüzdeki B.E.Ö. etkinlğinin konusu “Evimizin Odaları”ymış. Ne güzel :)

bunlara da göz atabilirsiniz…

  1. Kasım 11th, 2008 at 09:19 | #1

    Banucum bu menüyü uygulayablirsen alnından öpecem seni!! :) Yok yok şaka yapıyorum, kendi işine sahip olunca bu düzeni tutturmak daha kolay olur tabii ama benim gibi çalışan, üstüne bir de mastırını bitirmeye çalışan biri olarak bu yazdıkların gibi kulağa müthiş gelen tadları yapmak hiiiiç mümklün değil benim için. Biz akşamları eşimle ne bulursak onu yiyoruz basit basit yemekler yapıyoruz, bazen bakıcı teyzemiz sağolsun Arda uyuduğunda bize de yapıyor güzel yemekler ama Ardaya her öğün değişik yemekler yaptırıyorum. Her sabah bakıcımıza liste veriyporum, tarifine kadar yazıyorum herşeyi. Bizim yediklerimizi Ardaya veremiyorum çünkü biz hem tuzlu yiyoruz hem de bol salça seviyoruz. Umarım bu düzei tutturabilirsin, ki benim gibi aşırı düzen tutkunu biri için bulunmaz nimettir.. Sevgiler..

  2. İLKİNDERİN
    Kasım 11th, 2008 at 16:51 | #2

    Organik beslenme işine bende birara fena kafayı takmıştım,ama zonguldak’ta organik pazar olmadığı için Derin doğunca 3ay kadar internetten sipariş verdim.Naturey.com.Fiyatlar organik pazarla aynı diyorlardı.1ay abone olursan kargo ücretide yoktu.Neyse sonuç olarak burada manavla karşılaştırınca tam iki kat fazla para veriyordum.Bir süre sonra vazgeçtim.Organik pazardaki fiyatlarla ilgili bilgi verebilirsen en azından internetteki fiyatlarla karşılaştırma yapabilirim.Belki yine başlarım sipariş vermeye.Şimdiden çok sağol.

  3. Kasım 12th, 2008 at 08:57 | #3

    Burcucum, kendi işin olunca tabi bazı özgürlüklerin oluyor. kimse işe geç kaldın diye hesap sormuyor ama onun dışında mesai saatin diye bir şey de olmuyor. İş bitti, eve geldik yapamıyorum. İş hep devam ediyor… Tabi planlarını buna göre yapıyorum… Şikayetçi olunacak bir durum yok yani…

    Neyse, yemek yapmak da benim çatlaklığım diyeceğim… Zaten ne zaman sinirlerim bozuk olsa veya önemli bir şeye karar vermek için düşünmem gerekse kendimi mutfakta bulurum. Zaten bu yüzden bizim bakıcımız ile anlaşmamızda yemek yapmak yok :) O da yemek yapmayı hiç sevmiyor. Alan memnun satan memnun anlayacağın.

    Derin dondurucu bizim hayat kurtarıcımız diyebilirim. Mira’nın tüm yemeklerini haftasonu veya akşam hazırlayıp, porsiyonlayıp buzluğa koyuyorum. Kendi yemeklerimizinin de çoğuna da aynı şeyi yapıyorum. Buzluk küçük ama acil durumda kullanılmak üzere karnıyarık bile vardır:)

    Menüyü uygulama konusunda… Bu akşam fire veriyoruz… Annem Bolu’dan Mantar getiriyorum demişti. O yüzden yarınki yemekte Dağ Mantarından Sote vardı. Ama gelirken ıspanak da getirmiş. Tavuk iptal yerine Ispanak var :)

    Menüyü beğendiğiniz bir akşam yemeğe bekleriz sizi :)

  4. Kasım 12th, 2008 at 11:02 | #4

    banu,
    bu dondurma isine ben nedense sıcak bakmıyordum aslında uygulayabilirim bende..buyuk kolaylık…hmm..seni takip edeyim ben:)
    mira 8 aylık oyle mi?

  5. Kasım 12th, 2008 at 23:27 | #5

    İLKİNDERİN, organik pazarın fiyatları normalden daha yüksek… Fiyatlar da değişiyor. Önce organik pazara oradan normal pazara uğruyorum. Dolayısıyla fiyatlar konusunda kafam karışık şimdi :) bu hafta dikkat eder yazarım.

    Sibel… ben de seni takipteyim :) dondurma işi annemden kalma alışkanlık… annem ve babam ziraat mühendisi - gıda teknolojisi mezunu. en iyisinin derin dondurucu da saklamak olduğunu söylerler hep. İki önemli mevzuu var. Tam soğuduktan sonra dondurmak ve açıkta çözdürmemek… Mikrodalgada hızlı veya buzdolabında yavaş çözdürmek en iyisi. Ben yemeklerin bazılarını da yarı pişmiş hazırlıyorum. Buzluktan çıkarttıktan sonra pişiriyorum.

    Mira 8. ayı bitirdi artık 9. aydayız :)

  6. Kasım 14th, 2008 at 09:17 | #6

    Son zamanlarda uygulayamasam da benim de favori birkaç dondurma önerim var.
    * Haşlanmış, parçalanmış tavuk: Acil durumlarda, özellikle bebek için, çok az sıcak suyun içinde anında çözülüyor. Pişmiş çorbalara, pilavlara atılabiliyor.
    * Mercimek çorbası: Çorbayı bozl hazırlayıp ezdikten sonra, sulandırmadan önce buzdolabı poşetlerine doldurup, birer tencerelik dondurmak.
    * Bir sürü soğanı topluca robotta çekip, kıyma ile kavurduktan sonra dondurmak (Kıymalı yemek hazırlığı)
    * Dondurulabilen sebzeleri alındığı dün ayıklayıp, doğrayıp dondurmak.
    * Börekleri pişirmeden dondurmak. 1 kilo yufka bize taze taze tüketmek için fazla gelir. Her börek pişirmede yarısını dondururum.
    * Bütün domatesler. Yazın en güzel domateslerinden donduruyorum. Kaynar suda bütün olarak 2 dakika bekletince kabuk ayrılıyor. Donuk donuk keskin bir bıçakla doğranıp, çözdürmeden yemeğe ekleniyorç

    Bir de dondurduğum yiyecekleri buzdolabı poşetlerinde elimke bastırarak, maksimum yüzel alanı elde edecek şekilde incelterek donduruyorum. Böylece hem dolapta daha az yer tutuyor, hem de çok hızlı çözünüyor.

  7. Kasım 14th, 2008 at 17:59 | #7

    Damla… Öneriler için çok çok teşekkürler…

    Ben de tavuk suyunu buz poşetlerinde dondurup tavuk tablet yapıyorum. Etini de senin gibi küçük porsiyonlar halinde parçalayıp çorba, sandviç, pilav, salata vs de değerlendiriyorum.

    Konsantre mercimek çorbası yapan bir ben varım sanıyordum. Ön hazırlıklı yemek olayını abarttığımı düşünen eşime söyledim hemen yanlız olmadığımı :)

    Börekleri hazırlayıp dondurmak hiç aklıma gelmemişti. çok iyi fikir :) Ben artan peynirleri maydanoz, dereotu ile karıştırıp börek içi olarak veya dolapta kimse tarafından yüzüne bakılmayan elmaları rendeleyip tart kek vs için donduruyorum.

    Domatesleri de dondurmadan önce kabuğunu soyup, doğrayıp kaldırıyordum ama senin yaptığın gibi saklamak çok daha pratik…

  8. Kasım 16th, 2008 at 14:49 | #8

    Merhaba,
    Mercimek çorbası dahil herşeyi pişmiş ya da yarı pişmiş buzlukta saklama alışkanlığı bende de var. Sanırım çalıştığım yıllardan kalma bir alışkanlık. Ben soğanı kıymayla karıştırmadan sade olarak kavurup donduruyorum. Böylece zeytinyağlı yemeklerde de kolayca kullanabiliyorum. Börek meselesine gelince, annemin çok güzel bir buzluk böreği tarifi var. Buraya hemen kopyalıyorum. Umarım işinize yarar. Bu akşam bloguma da yazayım bu tarifi.
    Selamlar,
    ç.
    Annemin Buzluk Böreği
    Malzemeler: 3 yufka, 3 yumurta, 3 büyük boy patates, 1 topak beyaz peynir, 100 gr. eritilmiş margarin, 1,5 su bardağı süt.
    Yapılışı: Patatesleri haşlayın ve ezin. Bütün malzemeleri karıştırın.Yufkayı geniş bir yere yayın. Malzemeden bolca, bütün yufkaya eşit olarak yayın. İkinci yufkayı da üzerine bütün olarak yayın. Malzemeyi koyun. Son yufkayı da bütün olarak yayıp yine üzerine malzemeden koyun. Dikkatli bir biçimde önce kenarlarını kapatarak (çok kalın olmasın) parçalamadan yufkayı sarmaya başlayın. Sarma işlemi bitince bir bıçak yardımıyla ortadan ikiye kesin, buzluğa kaldırın. Pişirmek istediğinizde buzluktan çıkarın ve çözülmesini beklemeden dilim dilim kesin. Kestiğiniz dilimleri yan yatırıp tepsiye dizin. Üzerlerine bolca rendelenmiş kaşar peyniri koyun ve önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 25-35 dak. pişirin. Afiyet Olsun!
    Not: Çok uzun süre buzlukta kalabiliyor.

  9. Kasım 17th, 2008 at 02:19 | #9

    Limonlu turta… hoşgeldin… tarif için de teşekkürler :)

  1. No trackbacks yet.