Gerçek gıdaya eşit erişim hakkı çocuklarımızın en temel hakkıdır!
Dünya dünya olalı beri mısırın püskülüne konan kelebeği, artık ‘konmamaya’ ikna etmek üzere mısırın genetiğine işlenen bir kimyasal, yıkamakla çıkmaz, biliyorum; çünkü kızımın gözlerinin yeşili gibi, o kimyasal da, tümüyle mısırın kodlarında artık. Üzerinde ya da etrafında değil. İçinde.
Kelebek konarsa mısırın püskülüne ve yumurtalarını bırakırsa eğer, ürünün bir kısmı zarar görür, doğru. Ama, o mısırı kızım yediğinde, içine işlenen, yıkamakla temizleyemeyeceğim, haşladığımda gitmeyecek o kimyasal, kızıma ne yapar… Asıl onu merak ediyorum ben.
Diyorlar ki “üreticisi, eğer, GDO’lu ürünün zarar verdiğini fark ederse, ürününü piyasadan çeker!”
Diyorum ki, “benim kızım denek değil!”
fikir sahibi damakların sözlerine kulak verin!
Lütfen okuyun ve paylaşın…
Henüz geç değil
satın alması, tüketmesi beklenen hedef kitle olduğumuza göre
biz talep edersek bazı şeyler değişebilir.
Tohumumuzu, toprağımızı, suyumuzu
yani çocuklarımızı hala koruyabiliriz.
Gerçek gıdaya eşit erişim hakkı çocuklarımızın en temel hakkıdır!
Dün tv de gördüm, cikmis “yetkili” sahsin biri, sokakta bar bar istemiyoruz zararli diye cirpinan insanlara “hehe bunun zararli olup olmadigi bilim adamlarinin isi, siz sokaktakilerin degil, bilim adamlari onay verdigine göre…” seklinde piskin, rezalet ötesi bir aciklama yapti. Edicekler memleketin icine el birligiyle! Gözlerini para hirsi bürümüs bunlarin, saglik kimin umurunda! Sinir oldum valla!!
Efsun’cum zaten içine ettiler bile… Şimdi bizler bas bas bağırmasak da bu iş dönülmez bir noktaya gelecek. O zaman ne olacak bizim çocukların hali?
Daha çok kişiye sesimizi duyurmalıyız,
ben şirkette dağıttım ama, hep aynı “nereye kadar” “ne yapabiliriz ki”
Basında önce pastorize dediler,şimdi çiğ süt- Önce katı yağ yok dediler mısırözü faydalı şimdi oda değil,kimin parasıu varsa basında kendini ön plana çıkartıcı reklamlar, ooooo gibi laflar duydum..
Sevgiler.
Evet elele vermeliyiz hem de hemen. O zaman dunyayi degistirebiliriz…
Gıdaların üzerinde bu şekilde üretildikleriyle ilgili uyarı olması gerekiyor. Bu uyarıyı devlet zorunlu hale getirmeli. Satamayacakları şeyleri üretmelerinin anlamı kalmaz.
banucum,
Kızgınım ama umutsuz veya umarsız değilim dostum..daha neleri yaşatacaklar bize:( bilemiyorum ama bildiğim sessiz kalmadıkça atacak adımlarını birbir derim:)
EL ELE dyorum…
Çaresiz değiliz, çare “BİZ”iz…
Güneş, Umur, Crebro, Cailperi, Neslihan… teşekkürler yorumlarınıza… bu ürünlere karşı farkındalık artarsa satın alınmaları azalır. Aynı şekilde gerçek iyi ürünlerinde satışı artar. Talebe göre arz şekillenir.
Geçenler de çikoltalı ürünlerinde GDO’lu soya lesitini kullanan bir firma aksi yönde talep gelmesi durumunda GDO’suz soya lesitini ile de üretim yapabileceklerini yazmış. iyiyi ödüllendirmek, kötüyü cezalandırmak gerekiyor.