Home > günce, hatırlamalık > Yılın en sevdiğim günü… saatleri…

Yılın en sevdiğim günü… saatleri…

Çocukluk - ergenlik dönemimin çoğunda sabah 6′da yüzme antremanlarına girmem; bünyeme gece yatış saatimden bağımsız sabahın köründe hortlama şeklinde bir alışkanlık bırakmış. Eskiden bu durumu sıkıcı ve yorucu bulurdum. Son yıllarda ise herkes uyurken kendimle geçirdiğim 1-2 saati hiç bir şeye değişmem… Yılın ilk gününün; ilk sabahı ise bu açıdan eşsiz…

Değil bizim evde, tüm mahallede çıt çıkmıyor. Camları açıyorum; içeri dolan hava bile sessiz, huzurlu… yetişilmesi gereken bir programımız yok… dahası kimsenin yok… Kitabımı bölüm ortasında kesmek zorunda kalmadan, soluksuz bir 125 sayfa okuyorum. Dolaptaki sütü ısıtıp, bir-kaç kaşık böğürtlen sirkesi ile peynir olmaya bırakıyorum. Biraz blog okuyup, yorum bırakıyorum. Üzerine biraz nurturia‘da, biraz da facebook’da takılıyorum. Şu gebelik şekeri mevzumu aklıma getirmemeye çalışarak, fırına (fıstıksız) kayısılı scone atıyorum… Son ayın fotoğraflarını gözden geçirip, basılacakları ayırıyorum. - ilk yaş fotoğraflarının çoğunu kaybettikten sonra daha kıymetlendi ya çektiklerimiz… Bu aylar için referans alabileceğim hiç fotoğrafımızın olmadığına yanarak, karnımın bu sefer daha mı büyük daha mı küçük olduğuna kadar veremiyorum. Evdekilerin dün akşam devleşen karnım karşısındaki şaşkınlığını düşünüyor, ben de sabah karnım ve akşam karnım arasındaki farka pek şaşırıyorum. Bir fincan kahve eşliğinde kendi kendime anlamsız şeylere takılmanın tadını çıkartıyorum :)

Dünden aklıma geldi. Akşam NTV’de Altın Düet’ler açık… Cenk bana; Gülben Ergen’le söyleyen adamı tanıyormusun? diye sordu. Bilmiyordum. Kardeşimin arkadaşı Mine’ye döndü; peki sen? dedi. Soner Sarıkabadayı diye cevapladı Mine de… İşte dedi Cenk; bu popüler kültür ve o genç, sen orta yaşlısın…

Otuzbeş yaşımı bitirmeme 6 gün kalmışken bunu bana söylemesi sadece tesadüf mü? sahi artık orta yaşlı mıyım? şimdi içeriden anneee diye seslenen tatlı bir ses geldi kulağıma ve dolayısıyla durumu sorgulacak vaktim bitti. belki de hiç sorgulamam gerektiğine dair bir işaret bu… hem ben 20 yaşındayken de bilemezdim; Soner Sarıkabadayı’yı…

bunlara da göz atabilirsiniz…

Categories: günce, hatırlamalık Tags:
  1. Ocak 1st, 2011 at 13:26 | #1

    Ah Banu, o sessis saatler ne güzel, değil mi? Sen de tam tadını çıkartmışsın yani :) Bizde de artık nerdeyse geleneksel oldu, yılın ilk saahı Neva ve babası birlikte dışarı çıkıp beraber birkaç saat zaman geçiriyor, böyllikle bana kendimle geçirebileceğim son derece kıymetli birkaç saat hediye etmiş oluyorlar.

    Göbek nefis… Mira’nın yüz ifadeleri, mutluluğu, muzip gülüşü çok çok tatlı. Soner Kabadayı’yı tanımamanın tadı da bir başka sanırım. Eskiden ne çok gereksiz şey bilirmişiz :))

  2. benden bizden
    Ocak 1st, 2011 at 15:15 | #2

    resimler harika :) bu verimliliginden dolayi seni kutluyorum masallah diyorum :) gobek cok yakismis! o dedigin adam kim yaaaa, ben de mi orta yasli oldum bu durumda :P

  3. Ocak 1st, 2011 at 17:07 | #3

    Banucuğum,
    fotolar şahane. Bu senenin yeni yıl hediyesi kızlarımız tanıştığından beri benim makinemle çektiğim -ki seninkilerin yanında amatör bile denemez, Mira’nın fotoğrafları. Hepsini ayırdım, bir DVD’ye basıp ilk fırsatta vereceğim. Eh, seneye bu zamanlar oğluşta artık koparılmalık hale gelir. Bundan ala keyif mi olur?
    Bu arada arkadaşlar,
    Kim bu adam dediğiniz kişi Sertab Erener’in son albümünün neredeyse bütün şarkılarını yazan, besteleyen kişi. Yani perde arkası adamlardan. Selin sabah akşam Sertab’ı dinleyelim deyip bilgisayarın tepesinde beklemese ben de adını göremez ve bilemezdim.
    Şarkıcılığını bilmem ama besteciliği benim gibi zor şarkı beğenen birini etkilemeyi başardı .
    Herkese mutlu yıllar!
    ç.

  4. Ocak 1st, 2011 at 20:05 | #4

    anne kiz cok sekersiniz :) Ben 30lu yaslari 20li yaslara gore daha cok sevdim, seviyorum. Ayrica kendimize orta yasli demek icin daha cok zamanimiz var :)) Bu arada 20li yaslarda ben de populer parcalarin cogunu bilemezdim o yuzden genc olmanin sarti olmasa gerek ;)
    Bu arada seker olayini da cok takma kontrollu yedikten sonra buyuk bir sorun yaratmaz.

  5. Ocak 1st, 2011 at 23:22 | #5

    Bana da, hem yüzmeden hem de annemden kalan bir miras sanırım..Yıllarca sabah 6 da kalkıp ev ahalisi kalkana kadar çiçekleriyle muhabbet eden, kucağında kedisi kahvesini okuyup kitabını okuyan annemle yaşamak, onun pişirdiği kahve kokusuna uyanmak, uzun uyuduğumda da “gitti günün en verimli saatleri” diye kendisi tarafından dürtüklenmek sureti ile uyandırılmak ve tabii mr. oleg disiplini bana da aynı keyfi kazandırdı..O dakikalarda ki ruh halimi tek kelimeyle “tazelenmek” olarak açıklayabilirim..

  6. Ocak 2nd, 2011 at 03:25 | #6

    Oglush hayirla ugurla saglikla gelsin. Fotolariniz harika. O yuzunde guller acan gul kizi opuyorum. Yeni yiliniz kutlu ve mutlu olsun.

  7. Ocak 2nd, 2011 at 06:31 | #7

    Ne güzel ya! Benim hiç yapamadığım bir şey bu… Ben daha çok akşamcılardanım :) O zamanlar da sessiz oluyor, seviyorum yalnız kalmayı;) Fotograflarınız çok çok güzel. Harika bir hamile olmuşsun, güzelliğine güzellik katmış bebiş. Bu arada benim de popüler kültürden tek aklımda kalan Kenan Doğulu’nun Cakkıdı parçası, sanırım Türkiye’den gelmeden önce en son onu dinlemiştim… Bu arada T. de geçen gün yaş 32, yolun 32 bölü 70′i eder diyordu :P Ben de sevdim bu yaşları… Şimdiden kutlu olsun doğum günün! Dünya senin gibi güzel insanlarla daha bir güzel dönüyor :)

  8. Ocak 2nd, 2011 at 08:44 | #8

    Senem, biz de Cenk bir kaç saat Mira ilgilenmek suretiyle bana vakit yaratıyordu ama bu sene Mira ilk defa gece 12′yi uyanık geçirince - hatta uyuması gece 2yi bulunca, sabah neredeyse 11e kadar uyudu :)

    Adaşım… her gün bu kadar da verimli olmuyor tabi… bunda bana kalan vaktin neredeyse bir yarım günü bulmasının etkisi oldu…

    Çiğdem’cim… seni seviyorum; sadece fotoğraflar için değil, hep böyle ince ve düşünceli olduğun için… Soner Sarıkabadayı ile bir alıp veremediğim yok zaten… sadece haberim yok…

    ycurl, ben de 30larda kendimi çok daha iyi hissediyorum ve kesinlikle 30ları daha çok seviyorum :) Senin gibi ben de 20lerde popüler çoğu parçayı zaten bilmezdim, o yüzden hayatımda pek bir şey değişmiyor. Sadece annemin 35 yaşındaki halinin o zamanlar gözüme ne büyük geldiğini düşünüyorum :P

    Itır, şimdi 15 yaşındaki halimize dönüp, bak 35inde bu günlerine çok şükredeceksin desek, bize bi tarafları ile gülerler herhalde :)

    Pratikannem, teşekkür ederim güzel dileklerin için…

    Evren, fotoğraf sabah çekildi akşamları daha çok Humpty Dumpty’e benziyorum.

  9. Ocak 2nd, 2011 at 10:01 | #9

    Banucum sizlere de sağlıkla çok güzel bir yıl dilerim,
    fotoğraflarda anne kız çok tatlısınız :)
    sevgiler..

  10. Ocak 2nd, 2011 at 14:42 | #10

    mutlu sağlıklı seneler.

  11. annane
    Ocak 2nd, 2011 at 18:28 | #11

    Canim kizim benim 15 li yaslarim, babacigimin cozemedigimiz matematik problemleri icin sabahin 5 inde Fazilet kalk cozdum anonsu ile baslardi.. Onun icin sabah uykusunu hic bilmem. Sizleri buyuturken de bundan herhalde, erken sabahlar bana hic problem olmadi..Nur icinde yat babacigim.

  12. Ocak 3rd, 2011 at 01:16 | #12

    sevgili Banu;önce kocaman bir maşallah dedim resimlere göz gezdirince.Çooooooook güzel çok:)Oğlunuzu da sağlıkla kucaklayacağınız ve çok ama çok güzel bir sene olsun…

    Sevgiler

  13. Ocak 3rd, 2011 at 11:49 | #13

    Banu’cugum sizede mutlu seneler, fotograflar süper. Mira herzamanki gibi cok tatli, hamilelik cok yakismis sana ve hicte kocaman degilsin:) Sevgiler, öpüldünüz…

  14. Ocak 4th, 2011 at 12:26 | #14

    ama ama sen hiç kilo almamışsın.ikincilerde böyle oluyorsa hemen bende düşüneyim

  15. Ocak 5th, 2011 at 13:43 | #15

    Ucunuz de cook tatlsiniz masallah ;)

  1. No trackbacks yet.