Neslihan ile aylar önce karar vermiştik. Zeynep ile Mira’nın doğumgünlerini birlikte kutlayacaktık. Hatta hepbirlikte Zeyno’nun dedesinin minibüsüne doluşup, Kızılcahamam Çamkoru’da kartopu oynamaya gidecektik. Ben hindistancevizli bir kardan adam pastası yapacaktım… sobada kestane kızartacaktık… falan… Ancak kar yerine bol bol yağmur getiren bu kış, kartopu partisi yerine de bize çamur banyosu alternatifini sununca bu plan yattı, kaldı.
Read more…
Katlettirdiğimiz karıncalardan özür dilersem, hayatımız normale döner mi? diye düşünmeden duramıyorum. Mira hepimiz adına yeniden “kanka”lar gelsin diye hızla çalışıyor ya hemen işe yarar mı? Söylenmek yerine susalım hatta iyi düşünelim iyi olalım diyordum ama sanırım pilim tükendi.
Annem, Mira, ben… derken hasta olma sırasını kötü bir şekilde Cenk’e sattık. Önceki hafta sonu asker Suha’ya yaptığımız 24 saatlik İstanbul ziyareti sırasında acil ziyareti ile yaptığı açılışı, Ankara’ya dönünce hastaneye yatarak tamamladı. Aldığı ilk serumlar ile gözü açılmış olsa da, doktorlar sadece gözünü açık tutmasını yeterli bulmadığından yatırmaya devam etti. 3 gecelik bir yatış, 3 ünite kan ile kendine geldiğine ikna etti ki Cuma günü hastaneden çıkmasına izin verildi.
Read more…