Archive

Posts Tagged ‘düşündürenler’

Nehir Bayazıt, NeuroBlastoma’ya Karşı

Nisan 15th, 2009 banu 4 comments

Nehir aklımda… Annesinin satırlarını okuyorum. İletiyorum. Ama yazamıyorum. Nasıl yazayım nereden başlayayım diyorum. Boğazım düğümleniyor, kelimeler bir türlü klavyeden dökülmüyor. Sebebi diyecek iyi bir şey bulamamdan değil. Söyleyecek çok şeyin bir anda çıkmaya çalışıp boğazıma sıkışıp kalmasından. Sonra da ince ince burnumu sızlatmasından… Okuyorum… Okudukça düşünüyorum…

10 yıl önce… Babamın geçmeyen bir öksürüğü ve ateşi var. Sonunda yakın bir arkadaşına zatüre teşhisi koyulduğunu duyunca ikna oluyor. Bayındır Hastanesine götürüyoruz. Hastanenin eski işyerlerimden biri olması ve daha önce birlikte çalıştığım doktorların yardımları ile çok kısa bir sürede teşhis konuluyor. Zatüreden korkan babamcım; akciğer kanseri… B tipi yavaş ilerleyen ama ilaca tepki vermeyen, büyük hücreli… Daha erken olsa ameliyat iyi bir çözüm olacakmış ama teshiste geç kalınmış.  Hastalığın 3 evresinde… Lenflere sıçramış. 1 yıl yaşama oranı sadece %5 (yüzde beş) olarak geçiyor. Ben %5′i duyunca soluğu iş hayatıma resmen yanında başladığım “hocam”ım yanında alıyorum. Salt bilim insanı, ketum kişi bu yüzdelerin hayatta önemli olmadığını söyleyerek şaşırtıyor beni… Sonuçta bu da bir hastalık ve tedavi yöntemleri var diyor… Vazgeçmek kaybetmek oluyor. Kararlı ve tutarlı devam etmek lazım yola… diyor.

Read more…

Atatürk

Nisan 15th, 2009 banu 2 comments

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

böylesi bir farkındalık için teşekkürler Öykü

Children see… Children Do…

Nisan 3rd, 2009 banu 4 comments

Beceriler ve oyunlar üzerine yazmaya devam edeceğim ama bugün bir arkadaşımın gönderdiği videoyu paylaşmadan geçemedim… Burada mutlaka yer alması gerekiyordu. Herşey bir yana çocuklar görerek büyüyor. Çocuklarımızı nasil yetiştireceğiz diye düşünmeye önce kendi hayatlarımızdan başlamamız gerekmiyor mu?

Çocuk İstismarına DUR !

Kasım 21st, 2008 banu 1 comment

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği, çok güzel iki afiş hazırlamış.

Birinci afiş çocuk istismarı ne demek sorusunu cevaplıyor. Çocuk istismarı sadece cinsel taciz anlamında gelmiyor. Çocuğun özgüvenini kırmak… çocuğu örselemek… çocuğu kendi çıkarları için kullanmak… duygusal- tabbi - eğitim gereksinimlerini göz ardı etmek… kendisine zarar gelebilecek durumlarda denetimsiz bırakmak… hepsi çocuk istismarı oluyor. Bu bakış açısı ile de bakmaya başladığımızda, aslında yakın çevremizde bile çok sayıda örneklerini görüyoruz. Bu duruma kayıtsız kalışımız bizi suç ortağı yapar…

İkinci afişleri, çocuklara, iyi dokunmayı-kötü dokunmayı anlatmayı amaçlıyor… Çocuklar için küçük öneriler var afişte… çok büyük belaları savabilecek küçük öneriler… Read more…

Reklamlar!

Ekim 29th, 2008 banu 3 comments

Bu reklamı resimlerimi düzenlerken buldum. İnternet gezintilerimden birinde şuradan kopyalamışım.

1940′lardan bir kola reklamı…
Hayata daha iyi bir başlangıç için, KOLA içmeye erken başlayın!
Ne kadar erken? O kadar iyi…

…ve benzeri şeyler demişler.

Bu reklam kampanyasının ulaştığı başarıyı düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. O dönemin anneleri tabi ki inanmıştır, bu uzmanların yapmış olduğu laboratuar çalışmalarına…

Read more…

Minik kelebek… Uçmak ne demek !

Ekim 27th, 2008 banu 9 comments

Sonunda Blogger Türkiye’de yasaklandı. Bu yazıyı devletten gizli gizli yükledim Blogger sayfamıza… Mira’cımı nasıl bir ülkede büyütüyorum ben diye bir kez daha düşünmeden de duramıyorum.

Radikal’den Oral Çalışlar’ın yazdığı gibi…
Bence de bu yasakları genişletmekte fayda var.
- az önce köprüde kaza vardı, otoyolların tümünü kapatsanıza
- bol kepçe lokantasında biri zehirlenmiş restoranları kapatsanıza
- akp’li bir bakan yolsuzluk yapmış akp’yi kapatsanıza
- milli takım yenilmiş, ülkede futbolu yasaklasanıza
- hızlı tren kaza yapmış demir yollarını kapatsanıza
Bu nasıl bir akıldan çıkma, ne büyük bir saçmalığın ürünüdür. Bu keyfe kederlik, bu yasakçılık nasıl bir korkunun ürünüdür. Allah’ınız sizi bildiği gibi yapsın.

Bu durum aklıma Devekuşu Kabare Tiyatrosunun YASAKLAR‘ından YAYIN YASAĞI isimli bölümü getirdi… Ülkemizde uygulanan yasaklardan ekilenmiyorsanız. Buyrun aşağıda izleyin.

Ben bu yasaklardan etkileniyorum derseniz, buyrun bu siteye bir de buradan bakın. Yok hiçbir şekilde izleme imkanı bulamıyorsanız, özeti aşağıdaki sözlerde…
minik kelebek
miniksin kelebek
dur sakince dur
uçmak ne demek
fazla gezinme
git bir dalda dur
kanat çirpmadan otur
Read more…