Home > düşündürenler, paylaşmalık > Nehir Bayazıt, NeuroBlastoma’ya Karşı

Nehir Bayazıt, NeuroBlastoma’ya Karşı

Nehir aklımda… Annesinin satırlarını okuyorum. İletiyorum. Ama yazamıyorum. Nasıl yazayım nereden başlayayım diyorum. Boğazım düğümleniyor, kelimeler bir türlü klavyeden dökülmüyor. Sebebi diyecek iyi bir şey bulamamdan değil. Söyleyecek çok şeyin bir anda çıkmaya çalışıp boğazıma sıkışıp kalmasından. Sonra da ince ince burnumu sızlatmasından… Okuyorum… Okudukça düşünüyorum…

10 yıl önce… Babamın geçmeyen bir öksürüğü ve ateşi var. Sonunda yakın bir arkadaşına zatüre teşhisi koyulduğunu duyunca ikna oluyor. Bayındır Hastanesine götürüyoruz. Hastanenin eski işyerlerimden biri olması ve daha önce birlikte çalıştığım doktorların yardımları ile çok kısa bir sürede teşhis konuluyor. Zatüreden korkan babamcım; akciğer kanseri… B tipi yavaş ilerleyen ama ilaca tepki vermeyen, büyük hücreli… Daha erken olsa ameliyat iyi bir çözüm olacakmış ama teshiste geç kalınmış.  Hastalığın 3 evresinde… Lenflere sıçramış. 1 yıl yaşama oranı sadece %5 (yüzde beş) olarak geçiyor. Ben %5′i duyunca soluğu iş hayatıma resmen yanında başladığım “hocam”ım yanında alıyorum. Salt bilim insanı, ketum kişi bu yüzdelerin hayatta önemli olmadığını söyleyerek şaşırtıyor beni… Sonuçta bu da bir hastalık ve tedavi yöntemleri var diyor… Vazgeçmek kaybetmek oluyor. Kararlı ve tutarlı devam etmek lazım yola… diyor.

O günden sonra sıkı sıkı tutunuyorum ve tutturuyorum bu dediklerine… Yüzdelere bakmıyoruz. Babamda 6 ay sonra beyin metastazı görünüyor. Beyin cerrahı bir akrabamız 6 aylık survival rate’nin %1′e düştünü söylüyor. Beyin ameliyatı, kemoterabi, radyoterapi, lenflerden ameliyat derken “bitti” deniyor. “artık sadece kontrol için ayda bir gelin” diyorlar… derken “3 ayda bir”… derken “artık yılda bir defa görelim sizi Ahmet Bey” demeye başlıyorlar… Buraya kadar ki süreçte ailecek hafifliyoruz. Yaşama bakışımız, beslenmemiz hepsi kaliteli yaşam endeksinde yeniden şekilleniyor. Ve babam o %1′den biri olup çıkıyor. Hayat tekrar “normal” oluyor…

Babam sonraki 5 yılı “temiz” ama yaşadıklarını tamamen red ederek yaşıyor. 1,5 yıl önce bir boğaz ağrısı başlıyor. Tekrar “hocam”a gidiyoruz. Diyor ki küçük bir tümör var gırtlağında… CT sonuçlarında vücunda başka hiç bir bölgede kanserli hücre olmadığı ortaya çıkıyor. Bu bir metastaz değil. Babam ikinci bir primer kanser ile karşı karşıya… Doktoru ameliyat öneriyor. Ama babam kabul etmiyor. Ne desek kabul ettiremiyoruz. Küsüyor bize… Radyoterapi ardından kemoterapi alıyor, arada yoruluyor, vazgeçiyor, sonra tekrar dönüyor… gemimin kaptanı benim diyor… size ne diyor. Mira ile geçireceğin güzel günler var diyoruz ama kimseyi dinlemiyor babacım… Biz de ilk devredeki kadar yanına yaklaşamıyoruz. Sanırım tedaviler inanılmadığında tam sonuç vermiyor. Babama 1 yıl önce trakeostomi yapıldı ve midesine takılan bir tüp ile beslenmeye başladı. Son durumda tümör gırtlağını tamamen kapatmış durumda ve artık hayat hiçbirimiz için “normal” değil…

Dedim ya… Nehir’in annesi Zeynep’in yazdıkları beni çokça düşündürüyor. En çok düşündüren ise; Zeynep’in “16 ay süt verdiğim, sadece organik beslediğim, free range bulamadığım için tavuğun tadını bilmeyen, meyve suyu değil de meyveyi yedirdiğim, süt bilmemneymiş diye sadece yoğurt verdiğim, Nehir’imde nasıl olur da kanser olur! dedim” satırları oldu… Cevabını da çok güzel vermiş yok bir sebebi; “rasgele” “rastsal” “rassal” bir durum bu… Benim gibi kontrol budalaları için kabullenmesi en zoru, herşeyin kontrolümüz altında olamamasıdır. Ama yine böyle durumlarda hayıflanmak yerine yapılması gerekenleri yapmak, benim bildiğim tek doğru yoldur… Zeynep ve Mahmut Bayazıt’ın yaptığı gibi…

Bu blog benim meditasyon alanım… Evet Mira’cım için yazıyorum. Her durumda kızım için güçlü ve pozitif olabilmek ve durabilmek için yazıyorum… ve bu yazı ile bütün pozitif enerjimi Nehir’e gönderiyorum.

Ben inanıyorum… Nehir’in kendisi bir mucize… o yüzde bilmem kaç değerleri onun için bir şey ifade etmiyor. çok güçlü… dahası güçlü bir annesi, güçlü bir babası ve çok güçlü bir ablası var… ve tanışıp tanışmamamızın bir önemi yok, biz inanıyoruz… Nehir hep mutlu ve sağlıklı olacak :)

——————

Nehir’in  $700.000 USD’ı  bulan  hastane masraflarının ödenmesine yardım etmek ve Bayazıt ailesine desteğimizi göstermek için düzenlenen yardım kampanyasına lütfen siz de katılın!

Amerika’da yasayan Türkler tarafından düzenlenen kampanya

Diğer bir kampanya

bunlara da göz atabilirsiniz…

  1. Nisan 16th, 2009 at 09:49 | #1

    sevgili Banu, böyle durumlarda söyleyecek söz bulamıyorum. baban için de çok geçmiş olsun diyebiliyorum. hep sağlıklı günler dilerim.
    sevgiler
    gorki

  2. Nisan 17th, 2009 at 08:08 | #2

    Çok geçmiş olsun banucuğum zor süreçler, Allah yardımcınız olsun. Bizde yaşadık. Nehir için bende çok üzüldüm, okudukça boğazım düğümlendi,dualarım nehir ve nehir gibi tüm bebekler için, Allahım tüm meleklerimizi korusun,sağlıkla büyütmeyi nasip etsin.

  3. deniz
    Nisan 30th, 2009 at 00:47 | #3

    cok zor birşey bu…allah sağlık versin…ben 2 sene önce canım ananeciğimi bağırsak kanserinden kaybettim..1 sene önce de teyzemin aynı kansere yakalandığını öğrendik…şuan tedav süreci devam etmekte…allah herkeze şifa versin…

  1. Mayıs 4th, 2010 at 18:58 | #1