Home > günce, uyku > 7den 7ye…

7den 7ye…

Aralık 20th, 2009 banu Leave a comment Go to comments

Geçen hafta 18. ay (!) doktor kontrolüne götürdük Mira’yı… Arada bir telefonlaştığımızda doktorumuz “görüşürüz nasıl olsa… karma aşı da 2 yaşına kadar bir ara yapılsa olur” dediğinde rahatlığımız üzerine daha bir rehavet çökünce ancak sıra geldi :) Şu karma aşıyı da 2 yaşını bulmadan geçen ay sağlık ocağında yaptırdık…

Mira’mız 86cm ve 11 kilo olmuş. Boyu herzaman ki düzende takır takır uzamaya devam ediyor ama aylar aylar sonra ilk defa bir 300gr almış. Yani öğünlerin arasını geçtik anasını bile atladığımız bu kadar seyahat yaramış ya… artık bunu ciddi bir sinyal olarak kabul etmeli… şu yedi yemedi meselesinin peşini hepten bırakmalı, bu cadı pekala kendini idare edebiliyor.

Mira’nın öğle uykusunu uyumamasına ve akşam 7′de yatıp, sabah 7′de uyanmasına pek hayıflanırken, Dr. Levent Bey’in tepkisi “eee daha ne istiyorsun?” şeklinde olunca bir kere daha silkelendim. Bu yaş çocukların uyku ihtiyacı 10,5 ila 15 saat arasındaymış. Çocukların bir bölümü 2 yaş civarında öğlen uykusu uyumayı bırakabilirmiş. Akşam yeterli süre uyuyorsa bunu bırakması zaten çok da önemli değilmiş. Tabi ki akşam daha iyi uyusun diye öğle uykularını zorla ortadan kaldırmaya çalışmamalı ama öğlen uyuması için gerekli koşulları sağlamana rağmen uyumuyorsa dert edecek bir şey yokmuş… Levent Bey’in dediklerini anneme anlattığımda o da “armut dibine düşer, kardeşlerin uyur ama sen uyumazdın… kreşteyken de çene çalıp kimseyi uyutmadığın için senin yatağını uyku odası dışına kurmuşlardı… hatırlamıyor musun?” dedi. Hatırladım… Uyku saati yerine bana dinlenme saati diyorlardı. Bir de “yarım saat konuşmayacağız, sonra sen duyduğun sesleri anlatırsın” diyorlardı ama hiç yarım saat sessiz kalabildiğimi hatırlamıyorum.

Şimdi gün içinde tam uyku saatinde yine yatağına yatıyor. Yatıyor yatmasına da uyumak yerine bebeklerini veya Hatice’yi pışpışlıyor… En azından uyku saati = dinlenme saati oluyor. Bu da bir şeydir… Akşam bizim için biraz zor oluyor. Biraz esnek çalışma saatlerine sahip olma avantajımızı kullanarak eve daha erken gelmeye çalışıyoruz ama bunu hiç düzene oturtamadık. Aslında eve erken gelip Mira uyuduktan sonra çalışsam super olacak. Eve geldiğimde Mira’cım uyumuş olursa sinirlerim çok bozuluyor. Neyse ki böyle günlerin sabahında birlikte erkenden kalkıyoruz ve ikimiz de dinlenmiş olduğumuzdan acayip eğleniyoruz.

Bu düzen daha ne kadar böyle devam eder bilemiyorum. Bir süre sonra tekrar öğlenleri uyumaya dönebilir, bunu göz önünde bulunduruyorum… Ama bir yandan da kendi kendime çocuğumun bu kadar erken uyumasının keyfini çıkartmak konusunda telkinlerde bulunuyorum :) Akşamları uykusuz kalmadan kendimize vakit ayırmayı çok özlemişim. Uyuklamadan sohbet etmeyi de özlemişim.

Mira uyuyor… Biz de eskisi gibi kırmızı koltuğumuzun köşelerinde yerimizi alıyoruz. Cenk’in içerisindeki araştırmacı ruh atak yapmış durumda bugünlerde… benim sağlıklı süt takıntımı fazlasıyla üstüne alındı. Tarım Bakanlığından, Ziraat Fakültesinden bir yığın kitap almış. Korkarım bunların üzerine de bir inek alıp gelecek başımıza… Ben bilgisayara gömülmüşken, o da öbür kenarında okuyor… Pratik Sığırcılık, Süt Sığırcılığı Notları, Yem Bitkileri Tarımı…vs…vs… bir yandan da bana anlatıyor;

Doğu Anadolu Kırmızısı ve Güneydoğu Anadolu Karası - kısaca DAK ve GAK - diye iki tür Anadolu ineği varmış. Bu hayvanlar asil ve zarif görünümlüymüş… Yaşı ilerledikçe gerdanda kıvrımlı sarkık bir deri yapısı gelişir ve vücut harmonisi nedeni ile sallana sallana yürürlermiş. Bu hayvanlar duygusallıkları nedeni ile makineli sağıma uygun değillermiş. Sağım yapılabilmesi illa buzağısını yanında istermiş. Yavrusu yanında olmazsa sütten kesilirmiş. Süt verimlerinde de varyasyon büyükmüş, fiziksel ve duygusal şartlara bağlı olarak süt verimleri yıllık 1500-5000kg arasında değişirmiş…

Öte yandan Hollanda ırkının çevreye uyum kabiliyeti çok iyiymiş. Öyle yavrum yanımda yok diye melankolik takılmaz, yıllık 5500 - 6000kg sütünü verir, işini yaparmış.

- eh lafı Hollandalıya getirince, konuyu bağlayacağı yeri de anladım tabi… -

İşte yurdum ineği de insanına benzemiş…

Mira’nın ruh ikizlerim DAK ve GAK’lar ile resimleri vardı ama nerede bulamadım. Keçi ile idare edelim…

bunlara da göz atabilirsiniz…

Categories: günce, uyku Tags: ,
  1. Aralık 21st, 2009 at 08:48 | #1

    Bence biraraya gelip bir inek alalim. Cocuklar buyuyene kadar bize sut verir. Sutle yogurt yapariz, sutlac yapariz. Yalniz o inege biftek muamelesi yapan herkesi (gerisini yazmiycam) …

  2. Aralık 21st, 2009 at 09:12 | #2

    Bu inek meselesini konuşa konuşa alıcaz sanırım sonunda.. Cenk’in araştırmalarını bize de anlat sonra.. Ela da akşam 7 sabah 7 uyuyor valla mis gibi oluyor akşamları cocamla takılıyoruz. Keyfini çıkar sen de.. Nasılsa biraz daha büyüyünce böyle uyumuycaklar kesin..

  3. Aralık 21st, 2009 at 10:11 | #3

    nerede nasıl bakacağız mevzuunu çözümlesek, hemen alacağız :D

    Esra’cım akşam 7de yatması tabi ki super… geçen hafta bundan acayip faydalandık… ama benim ofisim 6:30 da kapaniyor o saatte çıkıp yediden önce evde olamayınca haftada 5 gün akşamları görüşemiyor durumuna düşebiliriz. Bu da son derece sinir bozucu olacaktır. Mira’yı değil de kendimi düzene sokmam gerekiyor :)

  4. Aralık 21st, 2009 at 16:07 | #4

    sevgili banu,ben çiğ inek sütünün küçük çocuklar üzerinde alerjik etkisi olduğunu biliyordum.ama görüyorum ki inekten sağılmış sütleri kapıya kadar getirten bir çok anne var.demek ki yanlış biliyormuşum.
    siz mira’ya hangi sütü içiriyorsunuz?kafamın çok karışık olduğu bir konudur bu.
    bildiklerini paylaşmanı isterim
    teşekkürler

  5. Aralık 21st, 2009 at 17:33 | #5

    Burcu Merhaba,
    Mira süt olarak anne sütü içiyor :) Tadına alışsın diye az miktar inek sütü de içirmeye başladım ama kayda değer sayılmaz. Açıkçası illa süt içsin diye inat etmiyorum. Nasıl olsa anne sütünü bıraktığında yavaş yavaş başlayabilir. Yoğurt, sütlaç vs. gibi şeyleri mümkün olduğunca çiğ sütten yapıyorum ama sorunum şu ki düzenli süt alabileceğim güvenilir bir sütçü bulamıyorum. Bulduklarım bir kaç hafta sonra ortadan kayboluyor :( Günlük süt ile idare ediyorum.
    Hijyen standartlarına bağlı kalınırsa, hayvanlar sağlıklıysa ve antibiyotikler, büyüme hormonları verilmemişse, doldurma ve ambalajlama işlemleri belirli kurallara uygunsa, çiğ sütün gönül rahatlığı ile içilmesinden öte daha fazla besleyici madde içerdiği ispatlanmış durumda… ama bu koşullara uyan sütü bulmak ayrı bir mesele…
    Beslenme Bülteninden bir kaç link ekliyorum;
    Hijyen kutu sütler zararlı mı?
    Pastorize süt mü çiğ süt mü?
    Süt için doğru bildiğiniz yanlışlar
    Sevgiler,
    Banu

  6. Aralık 21st, 2009 at 23:12 | #6

    hadi gözünaydın. sonunda 10.500 kg barajını aştınız. :)

  7. Aralık 21st, 2009 at 23:18 | #7

    Sermin’cim… valla ben de inanamadım… o kadar inanamadım ki adam iki kere tarttı :) sanırım tüm günü tek muzla geçirdiğimiz günler için stres olmaktan, ertesi sabah “mama…” diye bağırarak uyanmasını atlıyorum.

  8. Aralık 22nd, 2009 at 14:23 | #8

    Bizimde karma aşımızın vakti geldi de bende hiç götürme taraftarı değilim, hastaneler şu sıralar çok kalabalık ve hasta olmasından korkuyorum sanırım..
    Süt araştırmalarını paylaşırsın mutlaka bizimle de değil mi, Begüm Aysun Hanımın Kızlarının Sütünü severek içiyor, yaşını geçtiğinden beri bir problem yaşamadık.
    Akşam 7 sabah 7′de gerçekten çok iyiymiş, özellikle sizin için harika olmuş,. Bende doktoruma sorduğumda toplam 12 saat uyuyorsa yeterli demişti.

    Sevgiler.

  9. Aralık 24th, 2009 at 10:52 | #9

    bir önceki posta yorum yazmıştım bu postu sonra okudum, doktorunuzun söylediklerini okuyunca rahatladım doğrusu, demek olabiliyormuş öğle uykusuz, gece deliksiz uyuyunca. Gerçi bizimki yine de erken bıraktı 18 ayda ama sağlık olsun yapacak birşey yok, ilk zamanlar çok kafama takmıştım, sinirlerim alt üst olmuştu niyeyse:)) şimdi kabullendim ama, sakin ve bana ait gecelerin tadını çıkarıyorum

  1. No trackbacks yet.