Home > günce, ilkler > bÜYÜK kÜÇÜK

bÜYÜK kÜÇÜK

Aralık 28th, 2009 banu Leave a comment Go to comments

Bizim dut yemiş bülbül yavrumuz gün geçtikçe daha yüksek sesle şakımaya başladı. Daha önce hafızaya aldığı bir çok sözcük, doğru yer ve zamanda tıkır mıkır dökülüyor ve bizi dumur ediyor. Kendi kendine geyik espiriler yapıp, bunlara çok gülüyor ve güldürüyor.

Geçtiğimiz haftadan benim kayıt altına almam gereken 3 küçük hikaye var…

1. HİKAYE

Bir kaç hafta önce Pazar günü il sınırlarını aşmayınca, rutini yakaladık. Cenk işe, biz anneanneme şeklinde klasik programı yaptık. Sabah sabah “hepbirlikte oynayalım” diye direnen patrona programı anlatmaya başladık:

- Mira’cım şimdi giyiniyoruz. Arabaya biniyoruz. Baba işe gidiyor. biz anneanneye gidiyoruz…
- Baha?
- … (Hatlar karıştı yine… Baha’yı nereden çıkarttı diye düşünürken boş boş bakıyorum)
- Ozzge?
- … (Baha’yı Özge’ya bağladı ama konuyu buraya nasıl bağladı, hala çözemiyorum… bakıyor benden bir tepki yok, açıklamaya devam ediyor)
- Anneanne Baha evde… Mia Baha Ozge oyna…
- Ah Mira’cım o küçük anneanne… biz büyük anneanneye gidiyoruz. Büyük anneannede kedi var, kuş var. Orada oynarsın.
- Yok yok… BÜYÜK anneanne uçak bindi. Baha evde… burda yok, orda oyna…
- Yok kızım o küçük anneanne… Küçük anneanne uçağa bindi. Baha’nın evinde…
- Yoook… Yokkk… Büyük… Büyük… uçak bin…
(kriz geliyorum diyor ya… ben geri çekiliyorum…
)
-  Tamam… büyük anneanne uçağa bindi, Baha’nın evine gitti. Özge, Baha, anneanne evde… O zaman küçük anneanne nerede?
- KÜÇÜK anneanne evde, otur… kedi oyna… kuş oyna…
- …

Cenk de devreye giriyor, yok kızım o büyük anneanne falan diyoruz ama… uzatmaya gerek yok, Mira için annem BÜYÜK anneannem KÜÇÜK :) Eh anneannem de geçirdiği ameliyatların da etkisi ile enine boyuna neredeyse annemin üçte ikisi :) Haklı çocuk…

2. HİKAYE

Mira’yı bebekliğinde zırt pırt ofise taşıyordum. Zaten uyuyordu veya hopidik hopidik kucaklarda geziyordu. Mira masanın ortasında uyurken toplantı yapmışlığım bile vardır. Tabi ayaklanmaya başlaması ile ofisi ziyaret etme aralıkları açılmaya başladı. Velhasıl geçen hafta çalışma arkadaşlarımın ısrarı ile Mira’yı öğle yemeğinde ofiste ağırladık. Bizim ki duvarda asılı kocaman National Geographic dünya haritasını görünce heyecanla seslendi…

- annnneee bak dünya… Büyük dünya…
- evet Mira’cım dünya o…
- aaa aaaaaa bak küççük dünya…
- yok Mira küçük değil o… BÜYÜK…
- yok küçük… minik dünya…
- hayır canım BÜYÜK KOCAMAN dünya…
- yoook minik… küçücük… bebek… YAVRU YAVRU…
- ya ne yavrusu, ne bebeği yaa… Mira’cım hatlar karıştı galiba… Gel kucağıma göster bakalım.
- YAVRU bebek bebek küçükcük…

Yavrum meğer haritanın yanında yer alan ısı dağılımını falan gösteren küçük dünyaları gösteriyormuş. Biz yetişkin gözler ile görememişiz ki çocuk anlatmak için yırtınıyor…

3. HİKAYE

Çiğdem, geçenlerde Haydi Oynayalım blogunda çorapları eşleştirme diye güzel bir oyun yazmıştı. Harika bir pratik hayat etkinliği… Cenk olaya biraz heyacan katıp bizimkileri de öğretmeye karar verdi. benim hemen hemen tüm çoraplarım siyah - gri… Cenk’inkiler de aynı… benim ayak 37, Cenk’inkiler 45 olmasına rağmen çoraplarımız sık sık birbirine giriyor. “Mira bu işi çözerse bundan sonra hep o yapar rahat ederiz” diyor ve elindeki çorapları Mira’ya anlatıyor.

- Bak en küçük çorap Mira’nın… bak annenin ki daha büyük… peki en büyük çorap kimin?

Bizimki koşarak içeri gidiyor… ve elinde Noel çorabı ile seslenerek geri dönüyor…

- NOEL DEDENİN !

Bu arada Noel Baba da demiyor. Madem saçlı sakallı beyazlamış dede olacak efendim :)

bunlara da göz atabilirsiniz…

Categories: günce, ilkler Tags: , ,
  1. Aralık 28th, 2009 at 13:22 | #1

    ayy bayılıyorum miralog’ lara:))

    bu cenk’ te çok akıllı yaw..kesinlikle evde çoraba birileri el atmalı:) ama bu işten zevkte almalı…bende çoraplar çok renkli, çiğdem’in aktiviteyi kendi çorapları için yapıyorduk, birde benimkileri ekleyeyim ben…

  2. Aralık 28th, 2009 at 14:14 | #2

    Banu bence Mira Singapur senin Amerika benim derken cosmus iyice:) Fotograf yine süper! Ankara’ya gelipte Mira’yi görmemek olmaz, sabirsizlikla bekliyorum, cook ama coooook tatli:)

  3. Aralık 28th, 2009 at 16:50 | #3

    banucum deniz de noel baba dediğimde ııh diye itiraz edip oey dede o diyor, çok komikler,
    çok şeker miraloglar iyice dillendiler ne zaman anne diyecekler derken :)

  4. Aralık 28th, 2009 at 20:25 | #4

    Sibelcim… anası babası “aman nasıl yapsak da yan gelip yatsak” odaklı olunca durum böyle oluyor :)

    Efsun’cum.. ben de dört gözle bekliyorum Ankara’ya gelmenizi…

    Demet’cim… Daha bir kaç ay önce bu kadar konuşacağı aklıma bile gelmezdi. ne zaman susacak diye bekleyeceğimiz günler de yakındır :D

  5. Aralık 28th, 2009 at 20:51 | #5

    Banucum;
    Fotoğraflar bir harika.. Çok sanatsal çok güzel. Mira hep daha tatlı oluyor.

  6. Aralık 29th, 2009 at 06:52 | #6

    Fotograflara bayildim. En buyuk corap gercekten de Noel Dede’nin, boyle hic beklenmeyen inanilmaz zeki cevaplar veriyorlar ya dumur oluyor insan, ben nasil dusunemedim, goremedim bunu diyorsun icinden. En eglenceli donemler bunlar, mumkun olsa da her ani, her hikayeyi yazip kaydedebilsek.

  7. Aralık 29th, 2009 at 16:34 | #7

    mira size çok benziyor.. ilk fotoğrafta özellikle çok benzettim..allah nazardan korusun !
    birde 2. hikayedeki ayrıntı çok güzel bence.. çocuklar biz yetişkinlerin görmediği birçok ayrıntıyı farkedip bizi şaşırtabiliyorlar..
    sevgiler

  1. No trackbacks yet.