Büyüyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum… GÖKYÜZÜ
Mira’cım ile Eylül’de yazın son günlerini kaçırmamak için hemen her günümüzü açık havada geçirdik. Evimizin bahçesinin yanısıra, Ankara’nın bilumum parklarında ve yeşil alanlarında yazı uğurladık. Ahlatlıbel, Lozan Park, Mogan Park, Eymir, ODTÜ, Seğmenler, Papazın Bağı
Aslında, bu seneye kadar, hiç bu kadar yeşilin peşine düşmemiştik. Evimizin önünde neredeyse çöplük gibi kullanılan alanı, sitemizdeki tüm komşuların “ot bitmez orada, boş yere uğraşıyorsunuz” tezahüratları eşliğinde yemyeşil bir bahçeye dönüştürdük. Hatta köşesine kendi domatesimizi yetiştirdiğimiz küçük bir bostan bile yaptık. Taktir gördük mü? Bekleyen yoktu ama gördüğümüz şu oldu. Önce bizim işte olduğumuz bir saatte, gölgesinde serinlediğimiz iki koca kestane ağacımız, komşularımızın karşı binayı göremedikleri gerekçesi ile budama adı altında cinayete kurban gitti. Kuşa çevrildiler. Ardından Ankara’nın geçen seneki dillere destan kuraklığı geldi. Bunlara rağmen hala yeşilini koruyan çimlerimiz, sitemizin sulama - sulatmama - politikasına bir sene daha dayanamadı, yazı bitiremeden Ankara’nın bozkır havasına uygun bir renge büründü. Şimdi sonbaharla birlikte yenilenmeyi bekliyor… Neyse, biz, gestapo komşularımıza inat, kurumuş çimenlerimizin üzerine kilimimizi attık, üzerinde yuvarlandık… Ben baloncuk yaptım, Mira onları kovaladı… D vitamini depolarımızı doldurduk.
Tabi her fırsatta birlikte gökyüzünü izledik. Mira’cım bulutların geçişini, kuşların uçuşunu, güneşin batışını gördü. Ben de Mira’nın gördüklerini fotoğraflayarak, Montessori grubumuzun BEÖ Aktivitesi için bol bol materyal toparladım.
Aktivitemizi planlarken, önce Mira’ya gökyüzü fotoğraflarından oluşan bir albüm yapma fikri ile yola çıkmıştım. Sonra albümdeki fotoğrafları, gökyüzüne daha çok benzesin diye yuvarlak kullanmak üzere hazırladım. Yazıcıdan kalınca bir kağıda baskılarını aldım. Derken, iki boyutta kalmasa, evirip çevirse ama hep aynı resmi görse hoş olur diye düşündüm. 3 resmi ortadan katlayıp, birer katından birbirine yapıştırdım. O gün Mira’cım hazırladığımız sağlam kartonları pür dikkat inceledikten sonra, tadına bakmaya karar verdi. Ben de ertesi gün sabahtan resimleri inceleyebileceği ama ağzına alamayacağı şekilde asmak üzere bir dönence hazırladım. Sabah uyandığında tam bir sürpriz oldu
Doğaçlama gelişen bir elişi çalışması olarak sonuç son derece güzel oldu. Mira’nın gökyüzü dönencesi şimdilik salonda asılı ama en kısa sürede Mira’nın odasında camın önünde yerini alacak
Harika bir oyuncak bu Banu.. Hazır şeyler almaya bile gerek yok, yeter ki insanda yaratıcılık olsun.. Hemen bu yaptığını kopyalayıp yapıştırmak istiyorum Senin kadar becerikli olmasam da eminim Arda’nın da ilgisini çeker… Öperim Miracığımın yanacıklarından…
Çok güzel olmuş eline sağlık.
Ben de şık düğmeden 15 gün önce bir sürü materyal aldım mobil vb şeyler yapmak için. 2 gündür onunla uğraşıyorum. bir türlü bitiremedim.
miraya öpücükler
çook güzel bir fikir ama ben en çok miranın o meraklı yukarı doğru bakan bakışlarına bayıldım.
sevgiler
merhaba Banu, montessori bloğumuzdaki bu aktiviteden yolum buraya uzandı…bu fikir ile çok farklı konularda işler yapabilirim dedim ve yapılacaklar arasına ekledim sayende:)bir de yazılarını geriye doğru okurken emekleme oyuncağını gördüm ve ismimi görünce sevindim:)
sevgiler
Özgür
Burcu… emin ol her anne yavrusu için becerikli…
Şermin… ŞıkDüğme’ye her gidişimde aklıma babaannemin sözü gelir. Böyle incik boncuk, yün örgü vs işleri için “ince kumar kızım bunlar…” dermiş Kumarbazım ben galiba…
İlkay… Ben de bayılıyorum o sürekli keşif halindeki bakışlara…
Özgür… Ziyaretin için çok teşekkür ederim. Senin gibi becerikli bir annenin izinden gitmemek mümkün mü? Çok sağol…