Archive

Posts Tagged ‘annesi mira’ya yaptı’

Yılsonu aktiviteleri…

Aralık 29th, 2010 banu 2 comments

2010 biterken ne diyeceğimi bilemiyorum. Başlarken çok bir şey beklemiyordum. 2010 iyimiydi mi? Kötü müydü? Sadece tuhaf bir yıl oldu diyeyim :) Artık 2011′i ve bize getireceği oğlumuzu bekliyoruz… - sahi oğlumuz olacağını da yazmamıştım değil mi? kısa zamanda bir hamilelik durum değerlendirmesi yapsam iyi olacak :) - Aralık ayını karla bütünleştiren aklımın bir oyunu mu; bilmiyorum ama kesinlikle krismısıydı/yılsonuydu/yılbaşıydı hiçbir havaya girememiş bulunmaktayım. Neyseki yıl bitmeden aklım başıma geldi… İlk sebebimiz malum; okulundaki yeniyıl ruhunu her fırsatta eve taşıyan ve dün sabah gözünü açar açmaz…
- annnneee noel babanın vediği kırmızı oyuncak baston değil şekermiş… biliyomusun, beni kandırmıştın… ama noel baba yine gelince ben o şekeri yiyebilir miyim?
…diye taaaa geçen krismas Amerika’da ailesi yemek yemekte olan bir noel babanın kendisine verdiği şekeri ve benim yememesi için yaptığım numarayı kafama kakan tatlı cadım Mira’m… İkinci sebebim ise sürpriz oldu… dışarıda parlayan güneşe inat, eve giren büyülü Bir Kar Masalı…

Üç güzel insan; Nurturia’da buluştu, bir hayal kurdu… Biri yazdıBiri çizdiBiri uyguladı… Çocuklarımıza çok keyifli bir yılbaşı hediyesi yaptılar. Ucundan kıyısından biliyorduk ama onca işlerinin güçlerinin arasında böylesi bir çalışma da beklemiyordum.

Pek yakında IPhone için uygulaması da çıkacak, böylece ilk defa IPhone’da Türkçe içerikli bir masal uygulaması olacak…

Read more…

Waldorf Üzerine Kısa Notlar ve Uyku Bebeği Yapımı

Ağustos 10th, 2010 banu 9 comments
Waldorf pedagojisine göre çocuğunuzun ilk yılı için gerekli tüm oyuncaklar…
(Toymaking with Children - Freya Jaffke)

Mayıs’ta bir haftasonu, Cumartesi’yi Yeşilöz’de, Pazar gününü ise Binbirçiçek’te Waldorf Eğitimcisi Meral Geylani’nin tecrübelerini paylaşarak geçirmiştik. 2 gün diye başlandı ama hızımızı alamadık, sonuna bir de Binbirçiçek’te başlayıp, ekipman avantajı ile annemin evinde devam eden bir bebek yapım atölyesi ekledik. Uzun zaman geçti üzerinden… O günlerde yazmaya fırsat bulamamıştım. Dün arşivimi toplarken uyku bebeği yapımı sırasında çektiğimiz fotoğrafları gördüm. Meral’e cömert paylaşımları için bir kez daha teşekkür etmenin en güzel yolu, daha çok paylaşmak diye düşündüm.

Meral, tam 17 yıl Yeni Zellanda’da yaşamış. Burada Waldorf /Rudolf Steiner ve Okul Öncesi diplomalarını tamamlamış. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar ile birlikte Camphill Köyü benzeri bir Antroposofik Yaşam Köyü olan Hohepa da yaşamış. Bu köyde ev anneliği yapmış, okulunda ve sanat atölyelerinde çalışmış. Yine bir waldorf yuvası olan Awetea’da bulunmuş. Ahşap oyuncaklar yapmış, fuarlara katılmış. Türkiye’ye dönmüş. Ülkemizde Waldorf eğitimini tanıtmak amacı ile sunumlar ve atölye çalışmaları yapıyor. Datça’da yaşıyor…

Read more…

B.E.Ö. Doğadaki Dönüşüm - Fasulye Çadırı

Temmuz 29th, 2010 banu 18 comments

Bahçeye Mira için bir oyun evi yapma fikrimiz hep vardı. Bu sene en kolayından küçük bir kızılderili çadırı ile işe başladık. Çadırımızın sopalarını hazırladığımız noktada ise Artful Parent‘tan aldığımız ani ilham ile çadırı kumaş yerine fasulye ile kaplamaya karar verdik. Mira fasulyelerini dikti… suladı… topraktan çıkışlarını izledi… yavaş yavaş büyümesine şahit oldu… Sonunda içine girip oturabileceği küçük bir çadırı oldu.

Read more…

B.E.Ö. - Yeni Yıl Lapbook

Ocak 2nd, 2010 banu 7 comments

Bir kaç hafta önce yılbaşı ağacımızı çıkarttık. Geçen sene Mira’nın uzanamayacağı şekilde kıyıya köşeye sakladığımız ağacı bu sene başköşeye oturttuk. Aydınlatmalar dışındaki tüm süsleri de Mira’cım elleri ile astı :) Bazılarının yerini beğenmedi, çıkarttı, taktı, “bu son… bu son…” diye diye tekrar tekrar yerleştirdi. En sonunda memnun kaldı ki bir daha süslere ilişmedi. Akşamları bizim eve dönmemizle ağacın başına geçip “ışııık yak” diyerek ışıklarını yaktırdı. Ancak, ben - her akşam ışıldayan Mira ve ağacına rağmen - koşturmaktan ve o koşturmalar arası stres olmaktan yeni yıl havasına girememiştim. Nihayetinde yılın son gününden bir gün önce bunun için hayıflanmayı bırakıp havamı değiştirmeye karar verdim. Eskiden olsa bu karar sonrasında, hemen kendimi yeni yıl için süslenmiş ışıltılı bir alışveriş merkezine atıp ülke ekonomisine katkıda bulunabilirdim :) Ama Mira’dan sonra, Mira’lı işlerin pozitif enerjisi herşeyden daha etkili oluyor.

Read more…

B.E.Ö. - Cumhuriyet

Ekim 30th, 2009 banu 9 comments

Atatürk’ün gülümseyen fotoğraflarından oluşan “Gülen ve Gülümseyen Türkiye” sergisi Ankara Anadolu Ajansı Sanat Galerisi’nde açıldı. 29 Ekim’de Mira’yı bu sergiye götürmeyi istedim ama olmadı. Sergi 7 Kasım’a kadar açık olacakmış. Mutlaka ziyaret edeceğiz.

Çocukken ilk defa Atatürk’ün gülümseyen bir resmini gördüğümde çok şaşırdığımı hatırlıyorum. O yıllarda heryerde sadece ciddi bakışlı smokinli yada kalpaklı Atatürk fotoğrafları vardı. Atatürk’ün gülümseyebileceğini hiç düşünememiştim. Bu sergi bana kendi şaşkınlığımı hatırlattı ve Mira’nın öncelikle Atatürk’ün neşeli yüzünü tanımasını istedim.

Read more…

Polimer kil projeleri #2 : Çiçekçi Mira

Haziran 19th, 2009 banu 7 comments

Mira’cım çiçekçi güzeli… Gördüğü her çiçeği “çiiiğ” “çiii” diye gösteriyor. Bir de gidip kokluyor. Pek komik :) Kızımın çiçeklere olan aşkından gelen ilham ile; elimde kalan fimo hamurlarından çöp şişlerin uçlarına çiçekler yaptım, annemin kullanmadığı baharatlıklarından birine de vazo olması için el koydum.

Mira daha ben çiçekleri yaparken bayıldı bunlara… Yapım aşamasında her iki çiçekten birini önce koklayıp, sonra ev içinde gezdirip, en son mıncıklamak sureti ile bozdu… Fırınlandıktan sonra sertleşen çiçekler mıncıklanamayınca ve çok zorlayınca elinde kalınca pek şaşırdı… Bir iki zayiiden sonra zorlamayı bıraktı. Read more…

Polimer kil projeleri #1 : Balıkçı Mira

Haziran 13th, 2009 banu 13 comments

Yıllar - ama gerçekten yıllar önce - mutat Michaels ziyaretlerimden birinde polimer killerin acayip bir indirimde olduklarını görünce heyecanlanmış, bilumum renklerde çokça almıştım. Ama aldıklarım o kadar abuk subuk renklerdeydi ki, bir kaç saksı süslemek dışında hiç bir şey yapamadım. Tabi atacak değildim sakladım. Evlendiğimde de annem çeyizimle evime gönderdi… Geçen ay, nihayet aklıma bir fikir geldi de kendilerini gün yüzüne çıkarttım. Mira’cım için polimer kilden balıklar ve mıknatıslı bir olta yaptım.

Balıklara şekil verdikten sonra burun kısımlarına kalın ama kısa birer vida taktım. Göz yerine de birer metal pul koydum. Daha sonra fırınladım. Oltası için bahçedeki eski bambu fide sırıklarından birini temizledim, sap olmaya uygun boyda kestim. Bauhaus’dan ortası delik, küçük buzdolabı mıknatısılarından aldım, bir iple bambuların ucuna tutturdum. Bu mıknatıslar balıkları uçlarındaki vida ve pullardan yakalayacak kadar güçlüler…

Read more…

Bilmece Kartları

Mart 3rd, 2009 banu 26 comments

Son zamanlarda Fikret Kızılok - Bülent Ortaçgil’den Büyükler İçin Çocuk Şarkıları albümünü daha bir keyifle dinliyoruz. Miracım odasındaki IPod’un önüne geliyor… Hop hop zıplayarak açmamızı istiyor. Olmadı eline IPod’un kumandasını geçiriyor. Öyle böyle bir şekilde kendisi açmayı başarıyor. Bahtına çıkan şarkı eşliğinde sallanmaya başlıyor.

Albümden “Bilmece” dilimize dolandı kaldı. Annesi, babası, anneannesi, Haticesi herkes evde “Tostoparlak bir küçük böcek diye…” tutturup gidiyor.

Read more…