Archive

Posts Tagged ‘montessori’

Okulla gitmek (ya da gitmemek…)

Aralık 14th, 2010 banu 9 comments

Damla bir zaman önce bir anaokulu anketi başlatıp, bana da paslamıştı. Mira okula başladığından bu yana okuldaki hayatından pek bahsetme fırsatı bulamamıştım. Yine uzun ara verdim ama güzel bir bahanem oldu…

1. Çocuğunuzu kaç yaşında kreşe gönderdiniz/göndermeyi düşünüyorsunuz? Kreşe göndermek için beklediğiniz yaş dışında bir şey var mı?

Mira tam 22.5 aylıkken yuvaya başladı. Bir yılı aşkın bir süredir Binbir Çiçek Çocuklar Evi Montessori Önokulu‘na devam ediyor. Haftada 3 yarım gün olarak başladık sonraki 2 ay içerisinde haftada 5 yarım güne çıktık. Son bir aydır da 5 tam gün olarak devam ediyor.

Read more…

Jessica’nın aşkına…

Ocak 11th, 2010 banu 6 comments

Binbir Çiçek‘te bugün;
Mira’cım “ben işe gidiyorum” dediğimde, “anne üüüü kal… kal” diye isyan bayrağını kaldırdı.
Hilal Hanım ona “Anne işe gitsin. Sen Jessica’ya havuç vermek ister misin? diye sorunca…
“isteeerem… tamam… sen git” dedi !
Jessica’nın aşkına büzük dudaklar ile çıkış vizesini aldık !

Read more…

“Yuva”landık da durulduk!

Ocak 8th, 2010 banu 29 comments

Aslında bir süredir üzerinde kafa yorduğumuz sonunda da kafayı bozup bir kenara koyduğumuz bir mevzuydu yuva meselesi… Evde kurduğumuz düzenimiz bize göre gayet güzel işliyor derken… Mira’nın Hatice Abla’sının hamile olduğunu öğrenmemiz ile düzenimizi yeniden şekillendirilmek üzere düşünmeye başlamıştık…

Hatice ile daha ben hamileyken çalışmaya başladık ve bu süreçte birlikte çok şey okuduk, yaşadık, öğrendik. Mira ile birbirlerini gerçekten çok sevdiler - ki Hatice’nin hamile kalmasında da en çok bu sevginin etkisi olduğunu düşünüyoruz - Yeni bir bakıcı arayıp, bulup, alışmaktan öte bu yaşanmış sürenin yeniden yaşanabilmesi gibi bir şansımız olmadığını, Hatice’nin zaten çok kısa bir süre sonra yeniden çalışmaya başlamak zorunda olduğunu, biz ondan o bizden memnunken birlikte çalışmaya devam etmenin en iyi karar olacağını göz önüne aldık. Read more…

B.E.Ö. - Cumhuriyet

Ekim 30th, 2009 banu 9 comments

Atatürk’ün gülümseyen fotoğraflarından oluşan “Gülen ve Gülümseyen Türkiye” sergisi Ankara Anadolu Ajansı Sanat Galerisi’nde açıldı. 29 Ekim’de Mira’yı bu sergiye götürmeyi istedim ama olmadı. Sergi 7 Kasım’a kadar açık olacakmış. Mutlaka ziyaret edeceğiz.

Çocukken ilk defa Atatürk’ün gülümseyen bir resmini gördüğümde çok şaşırdığımı hatırlıyorum. O yıllarda heryerde sadece ciddi bakışlı smokinli yada kalpaklı Atatürk fotoğrafları vardı. Atatürk’ün gülümseyebileceğini hiç düşünememiştim. Bu sergi bana kendi şaşkınlığımı hatırlattı ve Mira’nın öncelikle Atatürk’ün neşeli yüzünü tanımasını istedim.

Read more…

B.E.Ö. - Gölgemi görüyor musun?

Şubat 1st, 2009 banu 1 comment


Gerekli Malzemeler…

  • karanlık bir ortam
    - normalde havanın bu kadar erken kararmasından nefret ederdim ama bu etkinlik için çok faydalı oldu
  • Bir el feneri
  • Bir sepet dolusu eşya
    - biz Mira’nın oyuncaklarının yanısıra mutfaktan kepçe, kevgir, spagetti servisi, çay süzgeci ve salondan bir kaç obje kullandık.
  • masa örtüsü ve sandalyeler ile derme çatma bir çadır
    - aslında illa çadır kurmak illa gerekli değil… Ancak Mira son günlerde masa, sandalye, sehpaların altında girerek oynamaya bayıldığı için onun dikkatini toplayarak sabit tutabilmek için iyi bir yol olacağını düşündüm. İşe yaradı da…

Yemekten sonra, Mira babası ile birlikte hazırladığımız sepet içindekileri aydınlık bir ortamda odasında incelerken, ben 5 dakikada salonun ortasına bir çadır kurdum. Yavaş yavaş evin bütün ışıklarını kapattım. El fenerini açtım. Son olarak Cenk, Mira’nın odasının ışığını da kapattı. Mira önce neler oluyor burada diye tepki verse de hemen kapısındaki fener ışığına doğru emekleyerek ilerledi. El fenerini keyifle takip ederek çadırın içine kadar geldi. Biraz önce aydınlıkta incelediği oyuncakların burada olduğunu görünce ise iyice keyfi yerine geldi.

Read more…

Categories: BEÖ, yapmalık Tags: , ,

B.E.Ö. Sonbahar

Kasım 8th, 2008 banu 4 comments

Mira ile B.E.Ö. Sonbahar etkinliğimize geçen ay başladık. Sanırım kışı görmeden de sonlandırmayacağız :) Yine attık kendimizi dışarılara ama en çok da kendi bahçemize… Tanıdığı bir yerin sonbahar ile değişimini görsün diye… Yazın hergün bahçede bir kaç saat kaldığından, Mira bahçesini biliyor. Böylece, gün ve gün, bahçesindeki ağaçların, çiçeklerin, yaprakların, renklerin farklılaşmasını izledi… Genelde yere bir örtü attık… Örtünün altında çıtırdayan yaprakların üzerinde yuvarlandı. Çıtırdama sesleri çok hoşuna gitti. Dökülen sarı yaprakları yoldu. Küçük parçalara ayırdı. Kuru yaprakları mıncıkladığında, ufalanıp elinde bir şey kalmayınca çok şaşırdı.

Read more…

Az gittik, uz gittik…

Kasım 6th, 2008 banu 7 comments

Turizmci olmamın sonucu, hele ki kendi işyerimin sahibi bir turizmci olmamın kaçınılmaz sonucu… her zaman çok seyahat etmek zorundayım. Mira’cım aramıza katıldıktan sonra da devam etti aynı tempo. Tabi Mira ile beraber ve planları Mira’ya göre yaparak… Kalınacak yer, gidilecek yol, götürülecek eşyalar gibi her konuda  daha dikkatli olmaya başladım. Dahası, benimkinin tersi statik bir iş düzenine sahip ve bugüne kadar hiç bir seyahatime benimle gelmeyen Cenk, Mira’dan sonra bizimle gezmeye başladı. Keramet Mira’daymış :) 10 yıldır sevgili, 5 yıldır evliyiz ama şimdi aileyiz. :)

Tabi bir yandan düşünüyorum benim işi Cenk yapıyor olsa ne olurdu? Muhtemelen biz ana - kız sürekli babanın yolunu gözler halde evde otururduk. Bardağa dolu tarafından bakmalı… Çok şanslıyım, durum böyle olmadığı için…

Geçtiğimiz hafta yine bir iş için şehir dışına - bu sefer Bolu’ya - gitmemiz gerekti. Yol kısaydı ve Mira emekleyerek özgürce dolaşsın diye annemlerin Abant yolundaki evinde kalacaktık. Ancak, ilk defa yanımızda babası yoktu. İlk defa işlerini ayarlayamamıştı. Hatice gelmek istedi ama haftasonuna geri dönmeliydi. Sonuçta ben, babaannesi, Hatice’den oluşan kadro çıktık yola. Ben toplantıya gittiğimde ilk iki gün Hatice ve babaannesi ile kalacaktı. Sonra Hatice dönecekti. Son iki günü de babaannesi ile hasret gidererek idare edeceklerdi.

Read more…

Categories: gezmelik, ilkler Tags: , ,

Büyüyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum… GÖKYÜZÜ

Ekim 5th, 2008 banu 5 comments

Mira’cım ile Eylül’de yazın son günlerini kaçırmamak için hemen her günümüzü açık havada geçirdik. Evimizin bahçesinin yanısıra, Ankara’nın bilumum parklarında ve yeşil alanlarında yazı uğurladık. Ahlatlıbel, Lozan Park, Mogan Park, Eymir, ODTÜ, Seğmenler, Papazın Bağı :)

Read more…