Archive

Posts Tagged ‘17. ay’

Oslo

Temmuz 8th, 2009 banu 8 comments

Gece yarısında kalkıp bu kadar kuduran çocuk yol boyu uyur, biz de dinleniriz diye düşünüyorduk demiştim… Evden çıkarken aman uyanmasın diye pijamalarını bile çıkartmadım. Cenk ile aramızdaki koltuk da boştu. Uçağa binince Mira’yı ortaya yatırır, biz de kestiririz diye pek hayal kurduk ama tabi ki yine evdeki hesap çarşıya uymadı… Bizim ki tam uçağa binerken cin kesildi ve yol boyunca şaklabanlık yapmaya devam etti. Çareyi Cenk ile dönüşümlü uyuklamakta bulduk. Ama pili bitik tek bir ebeveyn Mira’yı kesmedi… Öndeki teyzenin saçını çekti… Arkadaki 3 - 4 yaşlarındaki İspanyol abla ve abi ile “aba ceee”, “abiii ceee” diyerek koltuk arasından oynadı. Hatta oyuncak alışverişinde bulundu. Koridordan gelip geçen bir abiye “ayı” diye seslendi. “Ayı değil kızım; abi o…” dedikçe ayı demek de inat etti… Sonradan fark ettim çocuğun üzerindeki ayılı tişörtü :D Nihayetinde Münih’e doğru inişe geçtiğimizde memme diye sarıldı ve uyuyakaldı (!) Münih havaalanında, Oslo uçağına binene kadar da uyudu. Oslo uçağına bindiğimizde ise yine cin olup, hopucuk atmaya kaldığı yerden devam etti… O kadar yorgundum ki sonrasını hayal meyal hatırlıyorum. Resmen gözü açık uyuduk. Mira ise performansının doruğundaydı. Bir kere ben, bir kere de Cenk kendisini oturduğu koltuğun sırt kısmının tepesine kadar tırmanmış, arkada oturanlara animasyon yaparken yakaladık. Uçak Oslo’ya inişe geçerken Mira yeniden uyudu (!)

Read more…

Oslo’dan öncesi…

Temmuz 4th, 2009 banu 4 comments

Anlatmaya daha yola çıkmadan öncesinden başlamak gerekiyor. Çünkü başımıza neler geleceği daha o günlerden belli idi… Gideceğimiz haftanın başında, bir yıldır üzerinde çalıştığımız, benim için son derece önemli bir kongre başlıyordu. Dolayısıyla önceki haftalarda, bunun doğal yoğunluğu vardı. Zorlayan kısmı, aynı tarihlere, benim için aynı derecede önemli, iki ekstra projenin daha kritik işlerinin çakışması idi… Çook uzun zaman sonra ilk defa doğumdan önceki zamanlardaki tempoya yakın bir çalışma dönemi yaşadım. Hemen hemen hiç bir akşam Mira’nın yemeğine yetişemedim. Mira ile doğru düzgün ilgilenemedim. Garip ve suçlu hissettim.

Kongremiz hafta başında olunca, mecburiyetten hafta sonu da çalışıldı. Sadece Pazar günü Babalar Günü şerefine Papazın Bağı’nda küçük bir kaçamak yaptık ama akabinde ailecek benim ekibin yanına gittik. Resimler çocuk işçi çalıştırdığımızın ispatı gibi oldu :)

Read more…

Frambuazlar

Temmuz 3rd, 2009 banu 3 comments

Oslo detaylarını yazmak için oturdum ama öncesinde bugün akşam eve geldiğimdeki manzarayı paylaşmadan edemedim. Altı sene önce bahçenin köşesine diktiğimiz bir kaç frambuaz dalı yıllar içinde pek azgınlaştı. Görüldüğü üzere Mira’cım dalından yemenin keyfine varmış durumda… Bu resimleri çekmeden önce iki avuç dolusunu yemişti ona rağmen zor ayırdık… Bıraktık mı “mamma” diye hemen koşuyor frambuazların başına :)

Categories: günce Tags: ,

Oslo’dan bildiriyoruz…

Haziran 28th, 2009 banu 10 comments

… ama bir kaç saat sonra Ankara’ya dönmek üzere yola çıkıyoruz.

Oslo seyahatinin bilançosu şöyledir…

  • Mira haftalardır kendisi ile ilgilenmediğimden galiba… beni 100 metre öteden gördüğünde “anne memme” diye koşmaya başladı… Sessiz sakin melek kızım oldu bir kelek ve o kadar çok bağırdı ki… 2000 kişilik kongrede en çok duyduğum söz “Banu ok we all learned anne but what does meme means?” oldu.
  • Oslo’ya vardığımız gün Mira’nın tüm vücudunu kocaman (2-3cm. çapında) kırmızı plaklar kapladı. Başta çok korktuk. İlk defa yurtdışından doktorumuzu aradık. Hatta hastanenin yolunu bile tutmayı düşündük. Ancak hiç ateşi yoktu. Yanımızdaki doktor arkadaşların soğukkanlı müdahalesi ile atlattık. Bugüne kadar hiç allerji olmadığı için yol boyunca yaladığı uçak koltuklarındaki temizlik malzemelerinden kaynaklandığını düşünüyoruz.
  • 3 haftadır çıkmayan 1 azı sonunda koca bir diş boyunda şişti. Kistik bir şey oluştu üzerinde… Gazlı bez masajı yaparken dün akşam kanadı… Bu sabah minik bir diş ucu gözüktü tümseğin üstünde… kurtuluyoruz galiba…
  • 4 gündür buradayız ve neredeyse hiç ama hiç bir şey yemedi. Hava gece 1 de kararır gibi yapıp sabah 5te apaydınlık olunca da neredeyse hiç de uyumadı. Fotosentez ile beslendi…
  • -30 derece uygun yapılmış olan şehir tarihinin en sıcak günlerini yaşadı… Her gün yağmur gösteren havadurumuna inanarak gelen bizler ne giyeceğimizi şaşırdık. Hissedilen sıcaklık bize göre 50 derece falandı.

Read more…

Categories: gezi notları, gezmelik Tags: , ,

Polimer kil projeleri #2 : Çiçekçi Mira

Haziran 19th, 2009 banu 7 comments

Mira’cım çiçekçi güzeli… Gördüğü her çiçeği “çiiiğ” “çiii” diye gösteriyor. Bir de gidip kokluyor. Pek komik :) Kızımın çiçeklere olan aşkından gelen ilham ile; elimde kalan fimo hamurlarından çöp şişlerin uçlarına çiçekler yaptım, annemin kullanmadığı baharatlıklarından birine de vazo olması için el koydum.

Mira daha ben çiçekleri yaparken bayıldı bunlara… Yapım aşamasında her iki çiçekten birini önce koklayıp, sonra ev içinde gezdirip, en son mıncıklamak sureti ile bozdu… Fırınlandıktan sonra sertleşen çiçekler mıncıklanamayınca ve çok zorlayınca elinde kalınca pek şaşırdı… Bir iki zayiiden sonra zorlamayı bıraktı. Read more…

Polimer kil projeleri #1 : Balıkçı Mira

Haziran 13th, 2009 banu 13 comments

Yıllar - ama gerçekten yıllar önce - mutat Michaels ziyaretlerimden birinde polimer killerin acayip bir indirimde olduklarını görünce heyecanlanmış, bilumum renklerde çokça almıştım. Ama aldıklarım o kadar abuk subuk renklerdeydi ki, bir kaç saksı süslemek dışında hiç bir şey yapamadım. Tabi atacak değildim sakladım. Evlendiğimde de annem çeyizimle evime gönderdi… Geçen ay, nihayet aklıma bir fikir geldi de kendilerini gün yüzüne çıkarttım. Mira’cım için polimer kilden balıklar ve mıknatıslı bir olta yaptım.

Balıklara şekil verdikten sonra burun kısımlarına kalın ama kısa birer vida taktım. Göz yerine de birer metal pul koydum. Daha sonra fırınladım. Oltası için bahçedeki eski bambu fide sırıklarından birini temizledim, sap olmaya uygun boyda kestim. Bauhaus’dan ortası delik, küçük buzdolabı mıknatısılarından aldım, bir iple bambuların ucuna tutturdum. Bu mıknatıslar balıkları uçlarındaki vida ve pullardan yakalayacak kadar güçlüler…

Read more…