Archive

Archive for the ‘kitap’ Category

Eski bir hamileden, yeni hamilelere iki öneri

Nisan 15th, 2011 banu 7 comments

Daha önce de yazmıştım… Bu hamileliğimde fiziksel dönüşümlerin beni en çok zorladığı zamanlarda bile kendime bunları düşünecek fırsat yaratmadım (- yaratamadım). İçimdekinin haşhaş tohumundan balkabağına dönüşmesini, hafta hafta takip etmedim (- edemedim). Ve doğuracağım günü beklemek üzere hayatımı durdurmadım (-durduramadım). Fiziksel konforum yerinde olmasa da kafam öyle rahattı ki doğum için ruhen ve bedenen dönüşmeye hazırdım.

Bedensel dönüşüm ilk aşamaydı… Öncelikle aynı kalmaya çalıştım. İlk günden itibaren seyahat ettim… doğumun başladığı güne kadar araba kullandım… Mira’mı kucağıma almaktan hiç kaçınmadım… Hatta ufak defek olduğundan, sırtlanıp taşıdım bile… Ama hamilesin diye başlayanlara cevabım hasta değil, sadece hamileyim oldu. Günlük rutinime ek olarak, 3. ay civarlarında, bir kez daha düzenli olarak Prenatal Yoga‘ya başladım. Kadim arkadaşım Itır‘la aramızda bunu da yapmazsak, hamile havasına hiç giremeyeceğiz galiba diye dalga geçsek de ikimizde - henüz - önceki doğumlarımıza etkisini unutmayacak kadar akli selimdik. Önce Pınar Canko ile Güven Hastanesinde çalıştık - Güven’in anlamsız fiyat artırması sonrası - Yoga Şala‘da devam ettik; haftada iki gün aksatmadan… hele az çeneli - çok çalışmalı - en çok yorulmalı seansları yakalayabildiğimizde offff yerine ohhh diyerek… hatta geriye kalan 5 günde de bazı temel ve ihtiyaç duyduğumuz duruşları evde sürdürerek… Amerika’ya geldikten sonra niyetim geçen seferki gibi bir eğitmen ile devam edebilmekti. Ancak bu ara yapılan tüm seanslar Mira’nın akşam uyku hazırlık saatlerine denk geldiği için sabahları kendi programımı kendim yapmak durumunda kaldım. Her gün düzenli 50 dakikalık bir zaman ayırdım çalışmaya…

Read more…

İlham verici boyamalar… karalamalar…

Ocak 12th, 2011 banu 16 comments

Bundan hemen hemen bir yıl önce, Mira bizi şenlikli bir aile olarak çizmeye başlamıştı… Koridordaki bir duvarı kaplayan aynayı, cama yazabilen - ve silinebilen - pastelleri ile saatlerce huşu içerisinde çiçekler, güneşler, salyangozlar, kuşlar, tırtıllar, ağaçlar vs. vs. ile beziyordu. Evin belli bir köşesinde böylesi bir modern sanat eserinin daimi varlığına fazla alışmış ve ipin ucunu bir ara kaçırmışız ki, eline kalem alıp hiç bir şey çizmez olmuş. Boyaları, simleri, makası çılgınca kullanırken, iş bir türlü şeyler çizittirmeye gelmiyormuş. Farkında bile değilmişiz. Geçen ay, “sen bana bir güneş çizer misin?” diye yanıma yanaşması üzerine öylesine “sen niye denemiyorsun?” dedim. Boynunu büküp “ben hiç güzel çizemiyorum ki… babaannem de çok güzel çiziyor, halam da… sen de çizerşin” dediğinde de uyandım. Uzun zaman önce okuduğum ve anlaşılan zihnimin derinliklerine gömdüğüm Susan Striker’ın Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabı geldi aklıma… Tekrar kalem ile barışması için yapmamız değil, ne yapmamamız gerektiğini hatırladım… Bebek adımları ile kaldığımız noktaya yaklaştık - ki bu akşam bize yeni bir aile tablosu hazırladı… (sol üst köşedeki Mira, altındaki Cenk, sağdaki koca kütle ise ben ve karnımda kardeşi :) )

Aslında bu yazının varacağı yer; son zamanlarda gözüme çarpan çocukları çizmekten uzaklaştırmayacak alternatif boyama kitapları olacak… Ama bu kitapların benim gözümde neden farklı olduğunu anlatabilmek için Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabından bir alıntı yapmam gerekiyor. Çocuğum sanatçı olsun, ressam olsun, yetenekli olsun diye değil, kalıplarımızı kırmak, çocuklarımızı özgür bırakmak adına… bir de bakın biz ettik, siz etmeyin diyebilmek için…

Yaratıcılığı Öğretmenin 10 Temel Kuralı Read more…

Yılsonu aktiviteleri…

Aralık 29th, 2010 banu 2 comments

2010 biterken ne diyeceğimi bilemiyorum. Başlarken çok bir şey beklemiyordum. 2010 iyimiydi mi? Kötü müydü? Sadece tuhaf bir yıl oldu diyeyim :) Artık 2011′i ve bize getireceği oğlumuzu bekliyoruz… - sahi oğlumuz olacağını da yazmamıştım değil mi? kısa zamanda bir hamilelik durum değerlendirmesi yapsam iyi olacak :) - Aralık ayını karla bütünleştiren aklımın bir oyunu mu; bilmiyorum ama kesinlikle krismısıydı/yılsonuydu/yılbaşıydı hiçbir havaya girememiş bulunmaktayım. Neyseki yıl bitmeden aklım başıma geldi… İlk sebebimiz malum; okulundaki yeniyıl ruhunu her fırsatta eve taşıyan ve dün sabah gözünü açar açmaz…
- annnneee noel babanın vediği kırmızı oyuncak baston değil şekermiş… biliyomusun, beni kandırmıştın… ama noel baba yine gelince ben o şekeri yiyebilir miyim?
…diye taaaa geçen krismas Amerika’da ailesi yemek yemekte olan bir noel babanın kendisine verdiği şekeri ve benim yememesi için yaptığım numarayı kafama kakan tatlı cadım Mira’m… İkinci sebebim ise sürpriz oldu… dışarıda parlayan güneşe inat, eve giren büyülü Bir Kar Masalı…

Üç güzel insan; Nurturia’da buluştu, bir hayal kurdu… Biri yazdıBiri çizdiBiri uyguladı… Çocuklarımıza çok keyifli bir yılbaşı hediyesi yaptılar. Ucundan kıyısından biliyorduk ama onca işlerinin güçlerinin arasında böylesi bir çalışma da beklemiyordum.

Pek yakında IPhone için uygulaması da çıkacak, böylece ilk defa IPhone’da Türkçe içerikli bir masal uygulaması olacak…

Read more…

Bebek ve çocuk kitapları üzerine…

Kasım 20th, 2010 banu 10 comments

Başak, Kids’in bebek ve çocuk kitapları üzerine başlattığı anketi bana paslamıştı. Zaten özel olarak paslanmasa da yazılası bir konu ama ben yazmakta pek geç kaldım…

1. Boncuğunuza kitap seçerken en çok önem verdiğiniz kriterler neler?

Read more…

“Adım Adım” Okul Öncesi Eğitim Seti

Ekim 23rd, 2009 banu 18 comments

“Adım Adım” Okul Öncesi Eğitim Setinin kitaplarını İlk D&R’larda görmüştüm. Biraz incelediğimde kitabın yanında bazı küçük oyuncaklar, müzikler olması gerektiğini ve D&R satılanlarda bunların olmadığını anlayınca üzerinde durmamıştım. Zaten o günlerde en azından elimdeki kitaplardan Mira’nın yaşına uygun oyunları - aktiviteleri okuyup, hızlıca bakıcı ablası Hatice’ye bahsediyordum. Onlarda keyfini çıkartıyordu. Ama bu yaz, bizim ev - babamlar - iş üçgeni arasında gitgide artan bir tempo ile sevimsiz koşturmalarla geçti. İşte bu dönemde Mira’nın oyun ihtiyacı da artmaya başladı ve özellikle Hatice’nin tek başına takip edebileceği Türkçe kaynak aramaya başladım. Aklıma Adım Adım Serisi geldi…

İnternetten incelediğimde “Adım Adım” serisinin okul öncesi 9 aylıktan - 72 aya kadar olan dönemdeki gelişimsel ihtiyaçları karşılamayı hedeflediğini gördüm. Müşteri hizmetlerinin verdiği bilgiye göre; 9 - 24 ay grubu için setleri şu anda yayındaymış. 24 - 36 ay grubu için de hazırlıkları tamamlanmış, önümüzdeki 1,5 ay içerisinde yayınlanmış olacakmış. Diğer yaşlar için olan bölümlerin de ilerdeki zamanlarda tamamlanması planlanıyormuş. Read more…

Categories: kitap, paylaşmalık Tags:

Tuvalet konusunda yardımcılar

Eylül 6th, 2009 banu 15 comments

Dün gece Adıyaman’dan döndük. Daha önce doğuya çok gittim ama bu kadar yakından görmemiştim… bu sefer ki unutulmayacak bir tecrübe oldu. Detayları anlatacağım.

Bu arada Adıyaman seyahati ile gece bez bağlama olayını da bitirmiş bulunmaktayız. Daha doğrusu ben değil de Mira bitirdi desem yeridir. Şaşırttıcı oldu, bu gelişme… Daha gittiğimiz ilk gece inat etti bezi giymeyeceğim diye… Biraz zorladım giydirebilmek için… ağladı, bağırdı… duyan boğazlıyorum sanmıştır. kaldığımız otel dağ başında olunca, etrafta ses namına bir çıt olmayınca, bir de sıcaktan cam da açık olduğu için bağırmaları Nemrut’un tepesinden duyulmuştur, eminim… Öylece pes ettim. “sabaha çiş içinde uyanırız, otel de bunu fark edecek kadar temiz değil zaten” dedim. Sarıldık uyuduk. Gece 2 gibi oturmuş gözünü dikmiş, bana bakarken buldum. “Çiş” dedi, kucağıma almam için kollarını uzattı, tuvalete götürdüm, hemen çişini yaptı. Sabah kuru kalktı. Sonraki günlerde hiç savaşmadım. Bez de takmadık. Gece 12 - 2 arasinda bir yerlerde bir kere kalkıp, çişe götürttü kendini, sonra meme emdi ve uyudu.

Read more…

Hoşgeldin küçük şempanze (mağara adamı mı desem ?)

Temmuz 25th, 2009 banu 10 comments

Geçen sene, tam da bu zamanlarda, Kitubi’de parmaklığa veda ve genç yatağına geçiş yazılarını okumuştum. Yerde yuvarlanan 5 aylık bebeğime bakınca Ilgaz pek büyük gelmişti gözüme ve daha çoook zamanımız var diye düşünmüştüm. Oysa zaman denilen şey - hele ki bebekli yaşama geçişten sonra - dünyadaki en nankör şey…

MIRA - jump in to the fire from banu akman on Vimeo.

Read more…

Yeni beceriler için yeni oyunlar… (bölüm 2)

Nisan 4th, 2009 banu 3 comments

Yeni beceriler için yeni oyunlar… (bölüm 1) den devam…

3) Merak (curiosity)

Öğrenme arzusu doğumla birlikte gelen bir duygu. Yaşamın hiç bir döneminde dünya çocuklukta olduğu kadar ilginç veya surprizler ile dolu gelmiyor. Çocuklar için hiçbir detay dikkaten kaçacak kadar küçük değil. Bu merak duygusu ile, çocuklar zaman zaman güvenlik limitlerini zorlayabiliyor veya ortalığı arapsaçına çevirebiliyor. Merak duygusunu yönlendirildikçe, çocukların yaratıcılık ve analitik düşünce becerileri hızla gelişiyor. Read more…