Archive

Posts Tagged ‘paylaşmalık’

Children see… Children Do…

Nisan 3rd, 2009 banu 4 comments

Beceriler ve oyunlar üzerine yazmaya devam edeceğim ama bugün bir arkadaşımın gönderdiği videoyu paylaşmadan geçemedim… Burada mutlaka yer alması gerekiyordu. Herşey bir yana çocuklar görerek büyüyor. Çocuklarımızı nasil yetiştireceğiz diye düşünmeye önce kendi hayatlarımızdan başlamamız gerekmiyor mu?

Yeni beceriler için yeni oyunlar… (bölüm 1)

Nisan 2nd, 2009 banu 7 comments

Hatırlıyorum… Yaşım 30′u geçip, çocuk sahibi olmamız fikri aklıma düşmeden çok çok önceleri, ne bebek, ne de çocuklar ile vakit geçiremezdim… Sıkılıyorlarmış gibi gelirdi ama itiraf ediyorum aslında sıkılan bendim. Karşımda gördüğüm sadece benim sıkılgan psikolojimin bir yansımasıydı.

Amazon’dan 4 al 3 öde kampanyası ile hamileyken aldığım kitaplardan biri idi :
The 2,000 Best Games and Activities… Sadece 344 sayfada bebeklikten - 8 yaşa kadar aktivitelerin anlatıldığını okuyunca kitabının kapsam ve içeriğinden kuşku duymuştum. Bebeklik dönemine ait fazla bir şey bulamayacağımı, diğer yaşların ise çok yüzeysel geçildiğini düşünmüştüm. Kampanya kapsamında alacak 4. kitabı bulamayınca nasıl olsa bedavaya gelecek diyerek almıştım. Mira aramıza katıldıktan sonra bu kitap hakkındaki fazla ön yargılı yaklaştığımı düşündüm. Şimdiler de ise çok çok önyargılı yaklaşmışım, iyi ki almışım diyorum.

Read more…

Çok okuyoruz ama…

Mart 7th, 2009 banu 9 comments

halen kütüphanemiz okuma hızımızdan çok daha hızlı büyüyor… Tutamıyorum kendimi… Bazen onlarca okunmamış kitap bizi beklerken yine alıyorum yine alıyorum. Yanlış anlaşılmasın şikayetçi değilim bu huyumdan. Hatta memnunum bile diyebilirim. Sadece biraz yer ve zaman sıkıntımız var o kadar… Mira’dan önce, o odada bulunan kocaman kütüphanemizi, eşimin iş yerine gönderince; evde her atıl her köşe kitaplık olarak değerlendirilmeye başlandı. Marangozumuz Nuh Usta yaratıcılığımızı taktirle karşılıyor…

Eski okuma düzenimize dönüş için iki büyük girişimde bulunduk. İlk olarak tuvalete bir kitap rafı taktırdım. Bu konuda fazla yorum yapmayacağım :) Sonra Digitürk’ü kapattırdık. Kablo TV’de yok evde… Galiba antende yok… Cenk Kablo TV’yi bir kaç ay sonra bağlatacakmış… İlk evlendiğimizde de ben bağlatayım demişti - 2,5 yıl sonra bağlatmıştı… Yani uzunca bir süre televizyonsuz olmayı da garantilemiş bulunuyoruz. Zaten izlemiyorduk - biraz cnbc-e hepsi o idi… Artık takip ettiğimiz dizileri bir ara DVD’den izleriz dedik… artık o ara ne zaman olursa…
- buradan yakın arkadaşlarımıza da sesleniyorum. evinizdeki televizyonu gördüğümüzde evlendiğimiz ilk yıllarda olduğu gibi aval aval bakabiliriz… mazur görün artık  ;)

Read more…

Categories: kitap, paylaşmalık Tags: ,

Çocuk İstismarına DUR !

Kasım 21st, 2008 banu 1 comment

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği, çok güzel iki afiş hazırlamış.

Birinci afiş çocuk istismarı ne demek sorusunu cevaplıyor. Çocuk istismarı sadece cinsel taciz anlamında gelmiyor. Çocuğun özgüvenini kırmak… çocuğu örselemek… çocuğu kendi çıkarları için kullanmak… duygusal- tabbi - eğitim gereksinimlerini göz ardı etmek… kendisine zarar gelebilecek durumlarda denetimsiz bırakmak… hepsi çocuk istismarı oluyor. Bu bakış açısı ile de bakmaya başladığımızda, aslında yakın çevremizde bile çok sayıda örneklerini görüyoruz. Bu duruma kayıtsız kalışımız bizi suç ortağı yapar…

İkinci afişleri, çocuklara, iyi dokunmayı-kötü dokunmayı anlatmayı amaçlıyor… Çocuklar için küçük öneriler var afişte… çok büyük belaları savabilecek küçük öneriler… Read more…

Reklamlar!

Ekim 29th, 2008 banu 3 comments

Bu reklamı resimlerimi düzenlerken buldum. İnternet gezintilerimden birinde şuradan kopyalamışım.

1940′lardan bir kola reklamı…
Hayata daha iyi bir başlangıç için, KOLA içmeye erken başlayın!
Ne kadar erken? O kadar iyi…

…ve benzeri şeyler demişler.

Bu reklam kampanyasının ulaştığı başarıyı düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. O dönemin anneleri tabi ki inanmıştır, bu uzmanların yapmış olduğu laboratuar çalışmalarına…

Read more…

Minik kelebek… Uçmak ne demek !

Ekim 27th, 2008 banu 9 comments

Sonunda Blogger Türkiye’de yasaklandı. Bu yazıyı devletten gizli gizli yükledim Blogger sayfamıza… Mira’cımı nasıl bir ülkede büyütüyorum ben diye bir kez daha düşünmeden de duramıyorum.

Radikal’den Oral Çalışlar’ın yazdığı gibi…
Bence de bu yasakları genişletmekte fayda var.
- az önce köprüde kaza vardı, otoyolların tümünü kapatsanıza
- bol kepçe lokantasında biri zehirlenmiş restoranları kapatsanıza
- akp’li bir bakan yolsuzluk yapmış akp’yi kapatsanıza
- milli takım yenilmiş, ülkede futbolu yasaklasanıza
- hızlı tren kaza yapmış demir yollarını kapatsanıza
Bu nasıl bir akıldan çıkma, ne büyük bir saçmalığın ürünüdür. Bu keyfe kederlik, bu yasakçılık nasıl bir korkunun ürünüdür. Allah’ınız sizi bildiği gibi yapsın.

Bu durum aklıma Devekuşu Kabare Tiyatrosunun YASAKLAR‘ından YAYIN YASAĞI isimli bölümü getirdi… Ülkemizde uygulanan yasaklardan ekilenmiyorsanız. Buyrun aşağıda izleyin.

Ben bu yasaklardan etkileniyorum derseniz, buyrun bu siteye bir de buradan bakın. Yok hiçbir şekilde izleme imkanı bulamıyorsanız, özeti aşağıdaki sözlerde…
minik kelebek
miniksin kelebek
dur sakince dur
uçmak ne demek
fazla gezinme
git bir dalda dur
kanat çirpmadan otur
Read more…