Archive

Posts Tagged ‘videolar’

Alaçatı

Temmuz 19th, 2010 banu 2 comments

Tatilde Çeşme yarımadasını mesken edindik. İlk planımız 4 gün burada kalıp, yollara düşmekti ama düşmedik. Alaçatı’da takıldık, kaldık… Burası gün geçtikçe popülerleşse de kimliğini kaybetmeyecek. Bir turizmci olarak böyle düşlüyorum. Örnek olsun diye… Nedim Attila güzelce özetlemiş… Aynen alıntılıyorum.

Sakız ve lavanta kokan serin ve eski taş evlerin korunduğu şirin bir kasabadır öncelikle burası. Alaçatı’da bulunduğunuz mekanlar da eski birer taş evden başka bir şey değildir zaten. Alaçatı ‘Küçük güzeldir’ diyenlerin, rüzgarın her çeşidini bilenlerin, sakız ağaçlarını sevenlerin yeridir… Toprağında zeytinin ve üzümün en bereketlisi, anasonun en güzeli, bademin en lezzetlisi, armudun en kokulusu, lavantanın en moru yetişir.

Read more…

Bak arı ne yapmış :))

Haziran 2nd, 2010 banu 13 comments

Son bir kaç haftadır, Mira ara ara gece 3′te cin gibi kalkıyor, sabah 5′e kadar coştukça coşuyor. Oyunlar kuruyor… Şarkılar uyduruyor… - hem de Türkçe, İngilizce, Miraca olmak üzere 3 ayrı dilde - Hani makul bir saatte bu coşku ile karşılaşsak, verebileceğimiz tepkiler çok farklı olabilir ama o saatte çoğu zaman kendimizi ağlamakla gülmek arasında bir tonla uyuması için yalvarırken buluyoruz :D Yukarıdaki manzara dün gece - sabaha karşı kalkışı değil ama gece yatmadan hemen önceki halimiz - kalkınca da kaldığı yerden devam ediyor… olay filmin sonunda kopuyor :D

Categories: günce, videolar Tags: , ,

Volkan pat diye patladı

Nisan 19th, 2010 banu 13 comments

Cumadan bu yana meslek hayatımın yine en karışık ve yoğun günlerini yaşamaktayım. Düzenlediğimiz toplantının kapanışı şerefine patlayan volkan, hemen hemen tüm Avrupa hava trafiğini uçuşa kapattı. Tüm dünyada bir şenlik havası yarattı. Yaklaşık 300 kadar Avrupalı - Amerikalı misafirimiz - zorunlu olarak - şenliğin Antalya ayağına katıldılar. Eh biz kanberler de eksik kalmadık… Call Center’lardan, havaalanlarından, kendi ülkelerindeki acetalarından çözüm bulamayan misafirlerimiz bizim ekibi 7-24 karşılarında kanlı canlı cevap verebilir halde görmekten pek memnun. Benim daha önce 11 Eylül 2001 gibi olağanüstü durumlarda test edilmiş bünyem az biraz hamlaşmış… ama hızlıca adapte olmakta zorlanmadım. Mira’cığım, kendisine ancak uçarken, kaçarken - ve videoda görünen mekanlarda :P - vakit ayırabildiğimden, ortada bir tuhaflık olduğunu anladı. Ben ise onun bu kadar bilgiyi nasıl bir araya toparlayabildiğini hiç anlamadım. Sağda solda laf dinliyor cadı…

Categories: günce, videolar Tags: , ,

Dilli Düdük Devri

Mart 30th, 2010 banu 18 comments

Mira öyle kendi kendine mırıldanan bir bebek hiç olmadı. Konuşma konusunda hep pek temkinliydi. Ben bir yaş dolaylarında bayağı bayağı konuşmaya başladığım için bana çekmediği konusunda ailecek hem fikirdik… Üstüne ben neredeyse 1,5 yaşımda, Mira ise 11 aylık yürüdüğü için annem “sen ne kadar dilliysen, bu da o kadar pilli” deyip duruyordu…  ki bu iki yaş tüm ezberleri bozdu.

Read more…

Categories: günce, ilkler, videolar Tags: , ,

Tuvalet konusunda yardımcılar

Eylül 6th, 2009 banu 15 comments

Dün gece Adıyaman’dan döndük. Daha önce doğuya çok gittim ama bu kadar yakından görmemiştim… bu sefer ki unutulmayacak bir tecrübe oldu. Detayları anlatacağım.

Bu arada Adıyaman seyahati ile gece bez bağlama olayını da bitirmiş bulunmaktayız. Daha doğrusu ben değil de Mira bitirdi desem yeridir. Şaşırttıcı oldu, bu gelişme… Daha gittiğimiz ilk gece inat etti bezi giymeyeceğim diye… Biraz zorladım giydirebilmek için… ağladı, bağırdı… duyan boğazlıyorum sanmıştır. kaldığımız otel dağ başında olunca, etrafta ses namına bir çıt olmayınca, bir de sıcaktan cam da açık olduğu için bağırmaları Nemrut’un tepesinden duyulmuştur, eminim… Öylece pes ettim. “sabaha çiş içinde uyanırız, otel de bunu fark edecek kadar temiz değil zaten” dedim. Sarıldık uyuduk. Gece 2 gibi oturmuş gözünü dikmiş, bana bakarken buldum. “Çiş” dedi, kucağıma almam için kollarını uzattı, tuvalete götürdüm, hemen çişini yaptı. Sabah kuru kalktı. Sonraki günlerde hiç savaşmadım. Bez de takmadık. Gece 12 - 2 arasinda bir yerlerde bir kere kalkıp, çişe götürttü kendini, sonra meme emdi ve uyudu.

Read more…

Hoşgeldin küçük şempanze (mağara adamı mı desem ?)

Temmuz 25th, 2009 banu 10 comments

Geçen sene, tam da bu zamanlarda, Kitubi’de parmaklığa veda ve genç yatağına geçiş yazılarını okumuştum. Yerde yuvarlanan 5 aylık bebeğime bakınca Ilgaz pek büyük gelmişti gözüme ve daha çoook zamanımız var diye düşünmüştüm. Oysa zaman denilen şey - hele ki bebekli yaşama geçişten sonra - dünyadaki en nankör şey…

MIRA - jump in to the fire from banu akman on Vimeo.

Read more…

Yola çıkış, Portekiz ve Evora

Mayıs 7th, 2009 banu 4 comments

Gittik geldik hatta Oslo yolları bile gözüktü ufukta… Ama hala anlatamamıştım Portekiz ve İspanya günlerimizi… En sonunda çektiğimiz fotoğrafları da topladım. Başlayabilirim anlatmaya…

Uçuşumuz sabah 6′da olunca, evden 3:30 gibi çıkmamız gerekiyordu. Bunun için Mira’cıma geceden yol pijamalarını giydirdim ve yatırdım. Maksat uykusunu bölmeden yola çıkabilmekti… Tabi benim ince planlar her zaman ki gibi işlemedi :) Mira hemen peşimiz sıra uyanıp, pıtır pıtır yanımıza geldi… Havaalanı yolu boyunca ve uçağa binene kadar bıcır bıcır anlattı, koşturdu, hiç durmadı…

Read more…

Yeni beceriler için yeni oyunlar… (bölüm 1)

Nisan 2nd, 2009 banu 7 comments

Hatırlıyorum… Yaşım 30′u geçip, çocuk sahibi olmamız fikri aklıma düşmeden çok çok önceleri, ne bebek, ne de çocuklar ile vakit geçiremezdim… Sıkılıyorlarmış gibi gelirdi ama itiraf ediyorum aslında sıkılan bendim. Karşımda gördüğüm sadece benim sıkılgan psikolojimin bir yansımasıydı.

Amazon’dan 4 al 3 öde kampanyası ile hamileyken aldığım kitaplardan biri idi :
The 2,000 Best Games and Activities… Sadece 344 sayfada bebeklikten - 8 yaşa kadar aktivitelerin anlatıldığını okuyunca kitabının kapsam ve içeriğinden kuşku duymuştum. Bebeklik dönemine ait fazla bir şey bulamayacağımı, diğer yaşların ise çok yüzeysel geçildiğini düşünmüştüm. Kampanya kapsamında alacak 4. kitabı bulamayınca nasıl olsa bedavaya gelecek diyerek almıştım. Mira aramıza katıldıktan sonra bu kitap hakkındaki fazla ön yargılı yaklaştığımı düşündüm. Şimdiler de ise çok çok önyargılı yaklaşmışım, iyi ki almışım diyorum.

Read more…