Archive

Archive for the ‘günce’ Category

Bak arı ne yapmış :))

Haziran 2nd, 2010 banu 13 comments

Son bir kaç haftadır, Mira ara ara gece 3′te cin gibi kalkıyor, sabah 5′e kadar coştukça coşuyor. Oyunlar kuruyor… Şarkılar uyduruyor… - hem de Türkçe, İngilizce, Miraca olmak üzere 3 ayrı dilde - Hani makul bir saatte bu coşku ile karşılaşsak, verebileceğimiz tepkiler çok farklı olabilir ama o saatte çoğu zaman kendimizi ağlamakla gülmek arasında bir tonla uyuması için yalvarırken buluyoruz :D Yukarıdaki manzara dün gece - sabaha karşı kalkışı değil ama gece yatmadan hemen önceki halimiz - kalkınca da kaldığı yerden devam ediyor… olay filmin sonunda kopuyor :D

Categories: günce, videolar Tags: , ,

Bora’mız doğdu - hatta bir haftalık oldu :)

Mayıs 25th, 2010 banu 21 comments

Bora’mız neredeyse 10 günlük bir rötarla, annesini Amerika’da, bizi de burada dokuz doğurttuktan sonra 19 Mayıs 2010′da saat 9:48′de aramıza katıldı. İlk defa Özge anne, Baha baba, annem babaanne, Suha amca, Mira kuzen, ben hala oldum. Cenk ise daha bir enişte (!) oldu. Ailemiz daha da büyüdü, daha da bir şenlendi. Bora aramıza çok hoş geldi :)
Read more…

Categories: günce Tags:

Bahartesi

Mayıs 21st, 2010 banu 19 comments

Baharın etkisi: aklımda kırk tane tilki ve müthiş bir enerji… Hepsi için zamanım yok. Biraz daha yetebilmeyi -  hele biraz daha yazabilmeyi - isterdim ama yetemediğime de hiç üzmüyorum kendimi… işte bu ilginç… şimdiye kadar her şey eksik gedik kalıyor diye kendi kendimi yemeye başlamış olmam gerekirdi ama yemiyorum işte :) Zaman yaratmak için önce kendime zaman vermem lazım, hissediyorum ve büyüyorum. İşte işler yoğunlaşırken, evde işler yavaş yavaş yoluna girmeye başladı. Bu günlerde kendimize has bir düzen oturttuk ki bu çok hoşuma gidiyor. Bahar bitiyor, yaz gelmeden önce not düşülmeli bu günler…

Read more…

Categories: günce Tags: ,

Orda bir köy var…

Nisan 28th, 2010 banu 10 comments

Çok da uzakda sayılmaz hatta bizim eve sadece 1 saat ötede… Kayınpederimin doğduğu dolayısıyla bizim nüfusun kayıtlı olduğu köy burası… İşin gerçeği pek gidip gelinmediği için, benim bizim köy demeye dilim varmıyor. Gidilmeden kalınmadan bizim kalan o köyler sadece şarkıda oluyor… Ankara’ya yakın olunca bu köyün ahalisi de büyük şehirin aşkına düşmüş, köyde pek kimsecik kalmamış. - kalanların da kendine hayrı tartışılır - Bir yandan da kimse köydeki evini yıkmayı, kapatmayı kendine yedirememiş ama öylesine kaderine bırakıvermiş. Gözden ırak kalan gönülden de ırak kalmış. Gel zaman, git zaman, bağlar bakılmadığından dağ olmuş.

Read more…

Hamamönü

Nisan 25th, 2010 banu 6 comments

23 Nisan’da ofisimizi kapatıp tatil yapabilmek mümkün değildi. Malesef Mira’yı günün anlam ve önemine uygun bir aktiviteye dahil edemedik. Ama en azından ailecek Hamamönünde bir kahvaltı kaçamağı yaptık. Hamamönü bölgesi, Ulus’tan Cebeci’ye doğru ilerlerken Tarihi Karacabey Hamamı‘nın hemen karşısında yer alıyor. Altındağ Belediyesi tarafından başlatılan Tarihi Kent Merkezi, Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama projesinin bir parçası olarak bölgedeki yüzyıllık evler restore edilmiş. Bazılarında aileler yaşamaya devam ederken bir kısmı restoran, cafe olarak hizmet veriyor. Bir kaç kitapçı, el sanatları dükkanı da dikkatimi çekti. Uzun ve meşakkatli bir süreç ile bu noktaya gelindiği hemen farkediliyor. Altındağ Belediyesinin Hamam Arkası bölgesi için de aynı projeyi gerçekleştirmek için yoğun çaba harcadıklarını biliyorum. Umarım güzel bir şekilde tamamladığını görmek nasip olur.

Biz tercihimizi Liva Hacettepe’den yana kullandık. Burası biraz da içinde bulunduğu bölgenin havasından etkilenerek, diğer Liva’lardan oldukça farklı bir menü sunuyor. Osmanlı Türk mutfağından çeşitler bulabileceğiniz kapsamlı bir öğle yemeği menüsü var. Haftasonları brunch servisi yapmadığı için benim gibi açıkbüfeden haz etmeyenlere de hoş bir alternatif… Read more…

Volkan pat diye patladı

Nisan 19th, 2010 banu 13 comments

Cumadan bu yana meslek hayatımın yine en karışık ve yoğun günlerini yaşamaktayım. Düzenlediğimiz toplantının kapanışı şerefine patlayan volkan, hemen hemen tüm Avrupa hava trafiğini uçuşa kapattı. Tüm dünyada bir şenlik havası yarattı. Yaklaşık 300 kadar Avrupalı - Amerikalı misafirimiz - zorunlu olarak - şenliğin Antalya ayağına katıldılar. Eh biz kanberler de eksik kalmadık… Call Center’lardan, havaalanlarından, kendi ülkelerindeki acetalarından çözüm bulamayan misafirlerimiz bizim ekibi 7-24 karşılarında kanlı canlı cevap verebilir halde görmekten pek memnun. Benim daha önce 11 Eylül 2001 gibi olağanüstü durumlarda test edilmiş bünyem az biraz hamlaşmış… ama hızlıca adapte olmakta zorlanmadım. Mira’cığım, kendisine ancak uçarken, kaçarken - ve videoda görünen mekanlarda :P - vakit ayırabildiğimden, ortada bir tuhaflık olduğunu anladı. Ben ise onun bu kadar bilgiyi nasıl bir araya toparlayabildiğini hiç anlamadım. Sağda solda laf dinliyor cadı…

Categories: günce, videolar Tags: , ,

Dilli Düdük Devri

Mart 30th, 2010 banu 18 comments

Mira öyle kendi kendine mırıldanan bir bebek hiç olmadı. Konuşma konusunda hep pek temkinliydi. Ben bir yaş dolaylarında bayağı bayağı konuşmaya başladığım için bana çekmediği konusunda ailecek hem fikirdik… Üstüne ben neredeyse 1,5 yaşımda, Mira ise 11 aylık yürüdüğü için annem “sen ne kadar dilliysen, bu da o kadar pilli” deyip duruyordu…  ki bu iki yaş tüm ezberleri bozdu.

Read more…

Categories: günce, ilkler, videolar Tags: , ,

Zürafa gibi kokuyorsun sen anne…

Mart 15th, 2010 banu 14 comments

Geçen hafta, Mira’cım ilk defa bana “annnneee Seni çook Seviyoom çok…” dedi. Neye uğradığımı saşırdım. içime sokuverecektim. O sırada araba kullanıyor olmasam, sokardım ya :P

Haftalar önce, kahvaltı hazırlıkları ile uğraşan Cenk’e “öpmeee… sucuk kokuyorsun sen…” dediği için Cenk “aman kızıma kokmayayım” diye bir paranoya geliştirmişti… Durumla pek dalga geçiyordum ki geçen hafta bana sarıldı ve “züafa gibi kokuyosun sen anne…” dedi. Aha dedim gülme komşuna olursun böyle maskara… Bu arada Cenk’e “çok güzel kokuyooon… seenn ne kokuyon?” dediği için Cenk’in psikolojisi düzeldi. Ama bana arada sarılıp “züafaaa” dedikçe, benim ki “aaa canım nasıl kokuyorum ben şimdi” şeklinde biraz bozuldu… hani boyumun posumun da zürafa ile uzaktan yakından alakası yok ya…

Read more…

Categories: günce Tags: ,