Archive

Posts Tagged ‘19. ay’

Tuvalet konusunda yardımcılar

Eylül 6th, 2009 banu 15 comments

Dün gece Adıyaman’dan döndük. Daha önce doğuya çok gittim ama bu kadar yakından görmemiştim… bu sefer ki unutulmayacak bir tecrübe oldu. Detayları anlatacağım.

Bu arada Adıyaman seyahati ile gece bez bağlama olayını da bitirmiş bulunmaktayız. Daha doğrusu ben değil de Mira bitirdi desem yeridir. Şaşırttıcı oldu, bu gelişme… Daha gittiğimiz ilk gece inat etti bezi giymeyeceğim diye… Biraz zorladım giydirebilmek için… ağladı, bağırdı… duyan boğazlıyorum sanmıştır. kaldığımız otel dağ başında olunca, etrafta ses namına bir çıt olmayınca, bir de sıcaktan cam da açık olduğu için bağırmaları Nemrut’un tepesinden duyulmuştur, eminim… Öylece pes ettim. “sabaha çiş içinde uyanırız, otel de bunu fark edecek kadar temiz değil zaten” dedim. Sarıldık uyuduk. Gece 2 gibi oturmuş gözünü dikmiş, bana bakarken buldum. “Çiş” dedi, kucağıma almam için kollarını uzattı, tuvalete götürdüm, hemen çişini yaptı. Sabah kuru kalktı. Sonraki günlerde hiç savaşmadım. Bez de takmadık. Gece 12 - 2 arasinda bir yerlerde bir kere kalkıp, çişe götürttü kendini, sonra meme emdi ve uyudu.

Read more…

Tuvalet eğitimini tamamlamaya hazır mı(yız)?

Ağustos 27th, 2009 banu 29 comments

Tuvalet eğitimine başlasak mı? Doktorla yok Pedagogla mı konuşsak? Bak Damla’nın da dediği gibi Mira’nın bu çiş olayına ilgisi varken bezi çıkartmalı mı? Hemen mi? bir sürü seyahat var ne yaparız? diye Cenk’i de didikleyip… - PDR’ci olduğuna en çok böyle zamanlarda hayıflanıyor kesin - Çocuk kendi sinyallerini veriyor da ben görmek istemiyor muyum yoksa? diye kös kös düşünüp duruyordum…

Hamileliğimin sonunda Brain, Child diye bir dergide bebeklik dönemini bezsiz geçirmek üzerine bir yazı okumuştum. Anneme anlattığımda “Sakalımız yok ki kabul edesiniz. Ayşe Teyze’nde (*) seni böyle çişe tutmaya alıştırdı daha bebekken… Yaşında bitmişti bu iş…” dedi. Daha ortada bebek bile yokken, kafam “peki anal dönem ne olacak… hani 2 yaşa kadar beklemek gerekiyordu” diye karışmışken Pratik Anne Tuvalet Eğitimine Alternatif Tuvalet Alışkanlığı diye bir yazı yazdı. İlk okuduğum yazıyı daha iyi anladım. Bu eğitim değildi, zorlama zaten yoktu, sadece alışkanlık kazandırmaktı. Kaka çiş tuvalete yapılır, hepsi bu… Mantıklıydı ama Mira’cığımı elime aldığımda bu okuduklarımı unuttum gitti :P Emzirmeydi, uyku düzeniydi, ek gıdalar, katı gıdalar derken de aklıma pek gelmedi.

Read more…

Kıbrıs

Ağustos 26th, 2009 banu 8 comments

Gitmeden önce Cenk bezi çok şaşırtarak kiralayacağımız arabanın otomatik vitesli olmasını istemişti. Ben çalışırken Mira’sını plaja götürmek istiyormuş. Hayatı boyunca araba kullanmaya hiç heveslenmemiş… Sadece on küsür yıl önce bir defa - o da ikimiz de sarhoşken - araba kullanmasına şahit olduğum - ve hemen ayıldığım… hamileliğimde ise ne olur ne olmaz doğuma giderken acil bir şey olur deyip :) resmen gidip bir ehliyet almış kocacım… kızını plaja götürmek için pek heveslendi. Hatta benim “ters trafik ama hık mık” diye söylenmelerimi bile “nasıl olsa sağ koltuğa senden daha yatkınım” diye bir açıklamaya  ile göğüsledi… Gerçi sonuçta Kıbrıs’ta hiç araba kullanmadı ama - üzerinde hiç bir baskı olmadan - ilk defa araba kullanmak istemesi bizim için kayıtlarda yerini aldı…

İlk gün, sabah erken Mira ile Cenk’i yalnız bırakıp çıktım, döndüğümüzde onları havuzda bulurum diye düşünürken odada buldum. Benimle her durumda sabah 7 - 8 uyanan Mira’cım, ben çıkınca tekrar yatmış babası ile saat 10′a kadar uyumuş. Öyle ki misafirhanenin kahvaltı servisini kaçırmışlar ama Cenk o sıcakta kafeteryaya kadar yürümeyi göze alamamış. Neyse ki Oslo’da çocuğum aç kaldı psikolojisi ile kendimi ve etrafımdakileri çok bunalttığım için buraya fazlasıyla tedarikli gelmiştim. Stoktan Mira kahvaltısını edebilmiş. Ben Cenk’in ruhen ve fiziken 180 derecelik konumunu korumaya ihtiyacı olduğunu görünce, Mira’yı yanıma alarak güne devam ettim. Hazırlıklar için ufak tefek etrafı incelerken ve ilgili birileri ile görüşürken, Mira hep yanımdaydı. Geç bir öğle yemeği yedikten sonra pusete uyuya kaldı, odada devam etti. Uyandığında gece aldığımız düz vites arabayı, otomatik vites ile değiştirmek üzere kızlar takımı olarak - Sibel, ben, Mira - bir kez daha Girne’ye doğru çıktık yola…

Read more…

Sol şeritten yavaş yavaş gidiyorum

Ağustos 18th, 2009 banu 9 comments

Kıbrıs’ta bulunduğumuz yerin özeti budur… Sağımızda, solumuzda, önümüzde, arkamızda hep aynı manzara… ODTÜ’nün Kuzey Kıbrıs Kampüsü’ndeyiz. Üniversite şu anda tatil. İlk iki gün konferans katılımcısı da olmayınca koca kampüste inler ve cinler ile top oynadık. Pek ıssızdık…

Mira her zaman ki gibi son derece keyifli bir yolculuk yaptı. Yol boyunca çok sevimli ve müthiş uyumluydu. Havaalanına indiğimizde, yat limanında hemen tamamlamamız gereken işler için tepemize kadar dolu arabamızla Girne’ye doğru yola çıkmak durumunda kaldık. Tabi onun bize gösterdiği uyumu, biz ona göstermeyince ve gece geç kalıp Mira’cımın doğal sınırlarını zorlayınca, Güzelyurt’ta doğru yola çıkarken “annem, annem” diye parçalı bulutlu ama toplamda 12 dakika süren bir ağlama krizine girdi. - ki hayatımın en uzun 12 dakikasıydı. - Kenara çekip biraz sakinleştirip yola devam etmeye çalıştım ama bıraktığım anda yeniden katılarak ağladı. Arabada benden başka şöför, yolda da taksi olmayınca dura kalka yavaş yavaş yola devam etmek zorunda kaldım. En nihayetinde kuzum baygın düştü uyudu… Öyle ki ne indiğimizde, ne pijamalarını giydirirken, ne de yatağa koyduğumuzda gözünü bile açmadı. Sadece gece boyu pırtladı durdu. Read more…