Archive

Archive for the ‘paylaşmalık’ Category

İnşaat Alanı Yemek Seti

Şubat 4th, 2011 banu 4 comments

Kepçe, buldozer, forkliftlerin erkek çocuklarını nasıl etkiliyor olduğu çözemediğim bir konu… Aylar önce, Mira’nın okulunun tam karşısındaki kurumuş ağacı kesmek üzere, sokaklarına 2 büyük iş makinası girmişti… Yaşları 1.5 ila 3 arasında değişen, 4 oğlan çocuğunun, o makinaların işi bitene kadar dünyadan kopup, huşu içerisinde cama yapıştıklarına şahit olmuştum. Açıkçası aynı yaş kız çocuklarında böylesi tutku ve hayranlıkla bakılan bir şey görmediğim için çok eğlenmiştim. Neyse sanırım biz de oğlumuz ile yaşayıp, bu sırra vakıf olacağız.

Amerikalı bir aile de oğullarının inşaat makinalarına olan hayranlığından yola çıkarak forklift çatal, yükleyici kaşık, buldozer itici’den oluşan bir yemek seti tasarlamış. Bu sete son olarak bir de inşaat alanı şeklinde bir tabak da eklemiş… Eğlenceli gözüküyor…
Read more…

Çocuk Odasına Resimler

Ocak 31st, 2011 banu 15 comments

Aylarca çerçeveciye götüremediğim resimleri, haftalardır da çerçeveciden almayı unutuyordum. Nihayet bugün becerebildim :) Çerçevesiz hallerine de bayılmıştım ama bu halleri ile görünce içim içime sığmadı… ofiste karşıma dizdim, birer de fotoğraflarını çekiverdim :) bir süre sonra Mira ile kardeşinin paylaşacağı odayı süsleyecek, bu resimler…

Bebeklik ihtiyaçlarından, çocukluk ihtiyaçlarına geçişin ne kadar hızlı olduğunu bir kere gözlemledikten sonra, bu seferki oda hazırlığımızda daha da ince eleyip sık dokuyorum… Gerçi Mira’nın doğumu için hazırlanırken - tecrübeli arkadaşlarımızın biz ettik siz etmeyin tavsiyeleri sayesinde - bebek odasına çok basit yaklaşmıştık. Odayı ufak defek değiştirirken, pek de memnun olmuştuk bu kararımızdan… Şimdi ise çok daha uzun soluklu kullanılacak ve hem bir bebeğin hem de küçük çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir oda hazırlığındayız… Hamileliğin sonlarına doğru ortaya çıkan yuva yapma güdülerim beni dürtüklemediğinden olsa gerek pek acele etmiyorum :) ve işte bu çerçeveler yeni odanın ilk tamamlanan eşyaları…

Read more…

Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi

Ocak 17th, 2011 banu 10 comments

Tam Mira’yı kütüphaneye götürebilirim artık diye düşündüğüm bir dönemde, tadilata girerek kapanmıştı Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi… Nenehatun Caddesinden her geçişimde - ki hergün önünden geçiyorum - ciğerci dükkanı önündeki kedi misali bakakalıyordum. Nihayet 2 yıl gibi bir süre sonunda, Aralık ayı biterken tekrar açıldı. Cumartesi, bizim de Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi’ni görme fırsatımız oldu. Mira - ben yogadayken Hatice, Itır ve Arda ile birlikte - ilk defa kütüphaneye gitti, burada vakit geçirdi ve benim gelmem ile bir de kitap ödünç alarak çıktı…

Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi’nin Ankara için son derece kıymetli, bahçe içerisindeki iki katlı binası, emekli Vali Hamdullah Şükrü Kenanoğlu tarafından 1985 yılında Kültür Bakanlığı’na çocuk kütüphanesi olması koşulu ile bağışlanmış. Ülkemizde okuma alışkanlığının yetersiz olduğuna ve bu yetersizliğin okuma alışkanlığının küçük yaşlarda kazandırılması halinde giderilebileceğine inanan Kenanoğlu, manevi babasının anısına “Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi” adı verilmesini vasiyet etmiş.

Read more…

İlham verici boyamalar… karalamalar…

Ocak 12th, 2011 banu 16 comments

Bundan hemen hemen bir yıl önce, Mira bizi şenlikli bir aile olarak çizmeye başlamıştı… Koridordaki bir duvarı kaplayan aynayı, cama yazabilen - ve silinebilen - pastelleri ile saatlerce huşu içerisinde çiçekler, güneşler, salyangozlar, kuşlar, tırtıllar, ağaçlar vs. vs. ile beziyordu. Evin belli bir köşesinde böylesi bir modern sanat eserinin daimi varlığına fazla alışmış ve ipin ucunu bir ara kaçırmışız ki, eline kalem alıp hiç bir şey çizmez olmuş. Boyaları, simleri, makası çılgınca kullanırken, iş bir türlü şeyler çizittirmeye gelmiyormuş. Farkında bile değilmişiz. Geçen ay, “sen bana bir güneş çizer misin?” diye yanıma yanaşması üzerine öylesine “sen niye denemiyorsun?” dedim. Boynunu büküp “ben hiç güzel çizemiyorum ki… babaannem de çok güzel çiziyor, halam da… sen de çizerşin” dediğinde de uyandım. Uzun zaman önce okuduğum ve anlaşılan zihnimin derinliklerine gömdüğüm Susan Striker’ın Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabı geldi aklıma… Tekrar kalem ile barışması için yapmamız değil, ne yapmamamız gerektiğini hatırladım… Bebek adımları ile kaldığımız noktaya yaklaştık - ki bu akşam bize yeni bir aile tablosu hazırladı… (sol üst köşedeki Mira, altındaki Cenk, sağdaki koca kütle ise ben ve karnımda kardeşi :) )

Aslında bu yazının varacağı yer; son zamanlarda gözüme çarpan çocukları çizmekten uzaklaştırmayacak alternatif boyama kitapları olacak… Ama bu kitapların benim gözümde neden farklı olduğunu anlatabilmek için Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabından bir alıntı yapmam gerekiyor. Çocuğum sanatçı olsun, ressam olsun, yetenekli olsun diye değil, kalıplarımızı kırmak, çocuklarımızı özgür bırakmak adına… bir de bakın biz ettik, siz etmeyin diyebilmek için…

Yaratıcılığı Öğretmenin 10 Temel Kuralı Read more…

Yılsonu aktiviteleri…

Aralık 29th, 2010 banu 2 comments

2010 biterken ne diyeceğimi bilemiyorum. Başlarken çok bir şey beklemiyordum. 2010 iyimiydi mi? Kötü müydü? Sadece tuhaf bir yıl oldu diyeyim :) Artık 2011′i ve bize getireceği oğlumuzu bekliyoruz… - sahi oğlumuz olacağını da yazmamıştım değil mi? kısa zamanda bir hamilelik durum değerlendirmesi yapsam iyi olacak :) - Aralık ayını karla bütünleştiren aklımın bir oyunu mu; bilmiyorum ama kesinlikle krismısıydı/yılsonuydu/yılbaşıydı hiçbir havaya girememiş bulunmaktayım. Neyseki yıl bitmeden aklım başıma geldi… İlk sebebimiz malum; okulundaki yeniyıl ruhunu her fırsatta eve taşıyan ve dün sabah gözünü açar açmaz…
- annnneee noel babanın vediği kırmızı oyuncak baston değil şekermiş… biliyomusun, beni kandırmıştın… ama noel baba yine gelince ben o şekeri yiyebilir miyim?
…diye taaaa geçen krismas Amerika’da ailesi yemek yemekte olan bir noel babanın kendisine verdiği şekeri ve benim yememesi için yaptığım numarayı kafama kakan tatlı cadım Mira’m… İkinci sebebim ise sürpriz oldu… dışarıda parlayan güneşe inat, eve giren büyülü Bir Kar Masalı…

Üç güzel insan; Nurturia’da buluştu, bir hayal kurdu… Biri yazdıBiri çizdiBiri uyguladı… Çocuklarımıza çok keyifli bir yılbaşı hediyesi yaptılar. Ucundan kıyısından biliyorduk ama onca işlerinin güçlerinin arasında böylesi bir çalışma da beklemiyordum.

Pek yakında IPhone için uygulaması da çıkacak, böylece ilk defa IPhone’da Türkçe içerikli bir masal uygulaması olacak…

Read more…

Emzirme Reformu Anketi

Aralık 27th, 2010 banu No comments

EMZİRME REFORMU GEREKLİ ! Çalışan Gebe ve Blogcu Anne‘ye Emzirme Reformu hareketini başlattıp, sahiplendikleri için teşekkür etmeli, daha çok kişiye duyurulmasını sağlamalı… ben bu konuda çok yazmak istememe rağmen tembellik ediyordum. Blogcu Anne herkesten cevaplamasını istemiş, benim de yazmak için bahanem oldu… (okuyanlara burada artık sadece anketler cevaplanıyor gibi gelmeye başlamıştır ama yakında düzelecektir diye not düşeyim :) )

(1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç?
Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı yüzde 1,3. (Kaynak UNICEF Türkiye). Annelerin yüzde 98′i doğumdan sonra emzirmeye başlıyor, fakat ilk iki aydan sonra genel emzirme sorunları veya işe başladıklarında yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle emzirmeyi ve anne sütüyle beslemeyi sonlandırabiliyorlar.

Durumun çok parlak olmadığını düşünüyordum ama yüzde 1.3 aklıma bile gelecek bir rakam değildi.

Read more…

Artıklardan; profesyonel tasarımlara…

Aralık 16th, 2010 banu 5 comments

Avustralyalı Makedo firması, çocukların artıkları profesyonel tasarımlara dönüştürebilmesi için çeşitli kitler hazırlamış. Hatta bu ürünleri ile 2010 Red Dot Tasarım Ödüllerinde Mansiyon almış… Tüp halinde sunulan kitlerin içerisinde; 5 yaş itibarı ile çocukların kesme, delme, tutturma, birleştirme gibi işlemleri güvenle yapmalarına yardımcı ve defalarca kullanılabilecek çeşitli aparatlar var. Bu gereçlerin yardımı ile; artık kutular, yumurta kartonları, kumaş parçaları, ambalaj kağıtları, kavanoz ve şişe kapaklarından yapılan işlere bakarmısınız lütfen…

Henüz Türkiye satışı yok ancak Amazon’da satılan kitlere göz atmak için TIKlayın :)

Read more…

Okulla gitmek (ya da gitmemek…)

Aralık 14th, 2010 banu 9 comments

Damla bir zaman önce bir anaokulu anketi başlatıp, bana da paslamıştı. Mira okula başladığından bu yana okuldaki hayatından pek bahsetme fırsatı bulamamıştım. Yine uzun ara verdim ama güzel bir bahanem oldu…

1. Çocuğunuzu kaç yaşında kreşe gönderdiniz/göndermeyi düşünüyorsunuz? Kreşe göndermek için beklediğiniz yaş dışında bir şey var mı?

Mira tam 22.5 aylıkken yuvaya başladı. Bir yılı aşkın bir süredir Binbir Çiçek Çocuklar Evi Montessori Önokulu‘na devam ediyor. Haftada 3 yarım gün olarak başladık sonraki 2 ay içerisinde haftada 5 yarım güne çıktık. Son bir aydır da 5 tam gün olarak devam ediyor.

Read more…