Archive

Author Archive

Yemek konusunda 6 büyük hata

Aralık 16th, 2008 banu 8 comments

Bir kaç ay önce kardeşimin eşi NY Times’tan bir yazı paylaşmıştı… “Anne babaların yemek konusunda yaptıkları 6 hata” başlıklı bu yazıyı şöyle bir okumuş, yemek ile ilgili herşeye bu kadar meraklı biri olarak bu hataların hiçbirini zaten yapmayacağımdan pek bir emin olmuştum. Mira’cımın sağlıklı yemek alışkanlıklarını doğallığıyla geliştireceğine inancım sonsuzdu. Ancak geçen zaman bana annelikte hiç bir şeyden çok emin olmamam gerektiğini gün ve gün öğretiyor. 

Mira’cım 10 aylık oldu. 4.-5. aylarda 1-2 kaşık tadımlık olarak ek gıdalar başladı. 6. ayda miktarları arttırdık. Ana besinimiz hala anne sütüydü ama Mira’cım bizim yediğimiz gibi yemeye inanılmaz hevesliydi. İleride sofra alışkanlığı sorunsuz olsun, bizi izlesin öğrensin diye yemeklere de hep beraber oturuyorduk. Yemek yemeye ve yapmaya ilgili bir aileyiz ya… Mira’nın da yemek konusunda hiçbir zaman sorun yaşamayacağını düşünüyorduk.

Ancak yeni şeyleri yemeye de pek meraklı olan Mira’cımın yemeklere olan ilgisi 8. ayda azaldı. Çok aç ise sadece ilk 3-4 kaşığı yemeye başladı. Hatta çoğu zaman daha ilk kaşığı bile püskürttü, sonra da bize güldü. Bu durumu şaka olarak algılamasın, gülmeyelim, yemek konusunda da hiç ısrar etmeyelim dedik. Nasıl olsa çok acıkırsa yiyecektir diye düşündük. Ancak geçen ayki doktor kontrolümüzde sadece 100gr aldığı ortaya çıktı. Doktorumuz bunun az olduğunu belirtti. Zaten o aya kadar gelişimi %95lerde ilerlerken, kilo önce %75′e geriledi… Hatta en son doktor kontrolümüzde ise kilonun %50ye kadar gerilediğini gördük. Gerçi doktorumuzun söylediğine göre Türk bebeklerin büyüme eğrisi ilk aylarda daha dik bir rota izlerken, sonradan bu eğri daha yatay bir yol çiziyormuş.

Read more…

Kuzen Tuna ile iki gün

Aralık 14th, 2008 banu 1 comment

Bu bayramın güzel olayı… Kuzenim Levent, eşi Ayça ve oğluşları Tuna’nın, uzun zaman sonra Ankara’ya gelmeleri… Daha güzeli bizimle kalmalarıydı. İki günlüğüne de olsa çok çocuklu, kalabalık bir aile demosu yaşadık.

Tuna, 23 aylık… Mira’dan tam 13 ay büyük…

Büyüklerin küçükler üzerine etkisi daha ilk dakikada göze çarpıyor. Mira’cım, ilk andan itibaren Tuna’dan gözünü ayıramadı. Tuna’nın peşinden emekleyerek yetişmeye çalıştı. Hep yanında olmak istedi. Onun gibi iki ayağı üzerinde durmaya, onun yaptıklarını yapmaya çalıştı. Tuna’nın koşturup durmasına imrendi. Haftalardır yemek yemekle hiç işi olmazken, Tuna yerken, o da yedi… Tabi Tuna ağladığında, Mira’da duruk yere kopardı yaygarayı… Bu curcunada, önce “çocuk sayısı artınca vay halimize” desek de, Tuna ile sessizce kafa kafaya verip, koltuk altına kaçan oyuncağa bakakaldıkları an herşeyi unutturuyor…

Küçük çocukların, büyük çocuklara olumlu etkisini göstermesi için biraz sabırlı davranmak gerekiyor sanırım. Tuna’cık, Mira’yı ilk gördüğünde önce emekleme dönemine geri döndü. Mira ile bebekçe konuşmaya başladı. Oyuncakları paylaşmak istemedi. Baktı olmuyor, kaçmaya çalıştı. Kıskandı, bağırdı ama sonunda hepsi bitti…

Read more…

Categories: buluşma, ilkler Tags: , ,

Bahçemizde kar gördük…

Aralık 11th, 2008 banu No comments

Bayramın ilk gününü bahçemize düşen bir parça kar ile karşıladık. Mira’cım, bahçesinde bir farklılık olduğunu anladı ki, güneş çıkıp tüm karları eritene kadar yapıştı cama…

Categories: ilkler Tags: ,

İyi Bayramlar…

Aralık 8th, 2008 banu 1 comment

Bayramda herzaman ki gibi Ankara’dayız… Ama bu sefer uzaklardan kuzenler, arkadaşlar, bebişleri gelecekler. Hatta aynı şehirde yaşayıp bir türlü görüşemediklerimizle de sözleştik, bu bayram kavuşacağız birbirimize… Hepimizin çok ihtiyacı vardı, bu bayram tatiline…
Bayram gibi bir bayram geçireceğiz :) Darısı herkese…

Blog bebekleri ve anneleri bir arada…

Aralık 2nd, 2008 banu 5 comments

Geçtiğimiz hafta evde  - işte - maddi - manevi çok zor ve sıkıntılı geçti. Hele ki bu haftanın zorluklarını düşündükçe de gelmesinde korkar bir halde hafta sonunu bulduk. Böyle dönemlerde, herşeyin yoluna gireceğine inanmak için güzel şeyler yaşamak istiyorum…

Geçen Cumartesi bu haftaya gerçekten umutla başlamamı sağlayacak pozitif enerjiyi yükleyen güzel bir aktivite gerçekleştirdik. 8 - 11 aylık arası bebeklerimiz ile 6 tane blog sahibi Ankara’lı anne bir araya geldik. Çınar ve Sermin, Yiğit ve Görkem, Arda ve Burcu, Selin ve Çiğdem, Emre ve Sibel… Bizim evsahipliğimizde toplandılar :) Bebeklerin hepsi muhteşemdi… hepsine teşekür ederim geldikleri ve günümüzü güzelleştirdikleri için…

Read more…

1… 2… 3… ve ilk adımlara yardımcı

Kasım 22nd, 2008 banu 8 comments

Mira’ya oyuncak seçerken kılı kırk yarıyorum desem yeridir. Önce internetten araştırıyorum. Bir mağazadaysa 40 kere gidip bakıyorum. 40 kere Cenk soruyorum. Bayıltıyorum. Ama içime sinince alıyorum. Buna rağmen şimdiden bir sürü oyuncağı oldu. Artık daha da seçici olmam lazım çünkü büyüdükçe alternatifleri de çoğalıyor. Büyüdüğünde oyuncak dolu bir odada boğulmuş, bunalmış, hiç birinden keyif almayan bir çocuk olmasını istemiyorum.

Her seferinde sadece bir tek oyuncak ile oynamasını sağlıyoruz. Hatta gün içinde de 2 den fazla oyuncak değiştirmiyoruz. İlk oyuncağı yerine kaldırdığımız zaman ikincisini alıyoruz. Montessori methodunu uyguluyoruz yani :) Daha oyuncaklarını yerine kendi kendine kaldıramıyor ama en kısa sürede kendi alıp koyabileceği bir raf sistemi yapacağız odasına… Oyuncağından sıkıldığında ev içinde geziyoruz. Antredeki aynanın önüne bir kilim serdik, orada oturuyor, aynada kendimize bakıyor ve çok eğleniyoruz. Ben işteyken bütün bu keyfi Hatice çıkartıyor. ben de çatlıyorum o ayrı :)

Read more…

Categories: ilkler, oyuncak, yapmalık Tags: , ,

Çocuk İstismarına DUR !

Kasım 21st, 2008 banu 1 comment

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği, çok güzel iki afiş hazırlamış.

Birinci afiş çocuk istismarı ne demek sorusunu cevaplıyor. Çocuk istismarı sadece cinsel taciz anlamında gelmiyor. Çocuğun özgüvenini kırmak… çocuğu örselemek… çocuğu kendi çıkarları için kullanmak… duygusal- tabbi - eğitim gereksinimlerini göz ardı etmek… kendisine zarar gelebilecek durumlarda denetimsiz bırakmak… hepsi çocuk istismarı oluyor. Bu bakış açısı ile de bakmaya başladığımızda, aslında yakın çevremizde bile çok sayıda örneklerini görüyoruz. Bu duruma kayıtsız kalışımız bizi suç ortağı yapar…

İkinci afişleri, çocuklara, iyi dokunmayı-kötü dokunmayı anlatmayı amaçlıyor… Çocuklar için küçük öneriler var afişte… çok büyük belaları savabilecek küçük öneriler… Read more…

Hızlı geçen haftanın geciken menüsü…

Kasım 20th, 2008 banu 2 comments

Geçen hafta annemler Abant’taydı. Koca donlunun bahçesinden çırpma fasulye ve kuzu ıspanak almış. Köyden Fatma ile çıkıp ağaç mantarı toplamış… Bolu’dan eli kolu yüklü döndü. Bize mantar topladıklarını söylediği için menüye eklemiştim ama ıspanak ve fasülye sürpriz oldu. Ağaç mantarı dedikleri marketlerde satılan istiridye mantarı gibi etli… Bir kısmını hemen biber ve soğan ile sote pişirdik. Afiyetle yedik… Kalanını kavurup, buzluğa kaldırdık. Ispanak için de menüyü değiştirdik. Annemin önerisi ile kıyma yerine ıspanağı mantar ve yeşil mercimek ile pişirdik. Harika oldu, karnivor kocam dahi beğendi, sizde deneyin… Çırpma fasülye dedikleri ise tarladaki fasülyenin sonu oluyormuş. Bol taneli… Taze fasülye ile kuru fasülye arası bir yemek oluyor piştiğinde… çok lezzetli… kendi fasülyesini yetiştirenlere tavsiye olunur.

Geçen hafta Portakal ağacının iki tarifini denemeye oturdum. İlki Közlenmiş Domates Çorbası… tarifi bire bir uyguladım. Sonuç ne yazık ki pişirirken evi saran kokusu kadar cazip değildi. Ancak soğan ve sarımsağın fırında közlenirken ki kokusu o kadar iştah açıcıydı ki Kestaneli Sebze Çorbası tarifini neredeyse tamamen değiştirmeme neden oldu :) Fırın tepsisine 1 büyük soğan, 1 baş sarımsak, 1 kereviz, 1 patates, 1 iri havuç, 4 tane domates ve 20 adet çizilip sıcak suda bekletilmiş kestaneyi koyup, 175 derecede 1 saat közledim. Tüm malzemeyi doğradım. 1 litre tavuk suyu ile kaynatıp, blenderdan geçirdim. Sonuç beklediğimden biraz daha tatlı ama hiç fena değildi. Kestane miktarı konusunda gözüm doymuş olsa ve tarifin orjinalindeki miktara sadık kalmış olsam daha iyi olabilirdi… Ama Mira çok beğendi, o ayrı :) Bu tarif üzerine gelecekte çalışacağım…

Sevindirici bir haber… Bu hafta Ayrancı Organik Pazar’ı çok kalabalıktı. Yazın ben “kimse gelmiyor buraya, herhalde yakında kapatılar” diye üzülürken, eşim hep “merak etme kışa kadar dayanırlar ise Ankara gelir buraya” diyordu. Haklıymış… Fiyatlara da biraz daha dikkat ettim bu hafta… Çok çok farklı gelmedi… 2YTL - ıspanak, 1YTL soğan, 2YTL patates…

Read more…