Archive

Archive for the ‘hatırlamalık’ Category

Meraklım için bir güvenlik önlemi daha…

Kasım 2nd, 2008 banu 2 comments

Dün Hatice “cam önündeki çiçekleri de teyzeye göndersek mi acaba?” demişti. Ben de “gerek yok, daha yeni yeni ayaklanıyor” demiştim.

Ben miyim diyen… Bugün hikayemiz, aynen yukarıda göründüğü şekliyle cereyan etmiştir. Neyse ki yanındaydım ve yapraklarını inceledi sadece. İndirmeye de kalkabilirdi. Çekip düşürürse kendine zarar verebileceği çiçek, saksı, biblolar da kaldırdık.

Read more…

Categories: ilkler, sağlık Tags: , ,

Meraklı taze…

Kasım 1st, 2008 banu 1 comment

Mira’cım 8 ay 3 haftalık… 1 ay kadar önce, ilk defa göbeğini de yerden kaldırarak emeklemeye başladı. Öğleden sonra işten kaçmıştım ve Mira’cım ile Yasemin‘lerin evindeydik. Ama ardı ardına stresli haberler ile çalan telefonlarım işten kaçamadığımın ispatıydı. Ağlamaklı halimi Mira’cımın sürprizi düzeltti.

İlk başlarda mehteran gibi ilerlerken, şimdi peşinden biri kovalıyormuş gibi bağırarak ve dörtnala… Tabi muzurluk için ilerliyorsa çıt çıkartmıyor. Şimdilerde bir de sürekli bir yerlere tutunup ayağa kalkması lazım. 5 dakika aynı yerde durmaması lazım. Bakması lazım. Karıştırması lazım…

Read more…

Categories: ilkler, sağlık Tags: , ,

Nezle ile ilk savaşımız

Ekim 23rd, 2008 banu 9 comments

fotoğraflar nezleyi atlattığı gün çekildi… ayaklara dikkat… küçük yogi :)

Kızı bayramın güzel havalarda eve tıkılıp kalmasın diyen, hasta kocasının 1 gün bile evde dinlenip iyileşmesine izin vermeyen ve bu yüzden bayram tatilinin son günlerinde kendisi dahil tüm ailenin salya sümük içerisinde kalmasına yol açan anne ne yapar? 8 aylık bebişinin, önce burnundan baloncuklar çıkartmasını, sonra da gece boyunca yarım saatte bir tıkanarak uykusundan uyanmasını görünce vicdan azabıyla can çekişir.

Neyse ki bu sırada sevgili kocası çaydanlığa ıhlamuru koyar, hatta içerisine elma ve limon dilimleri de atar, kaynatır. Evi saran mis gibi ıhlamur kokusu ortamı yumuşatır :) Anne hemen silkelenip kendine gelir. Silahları eline alır ve neredeyse 24 saat içerisinde durumu toparlar…

Read more…

Categories: paylaşmalık, sağlık Tags: ,

Şeker bayramımız…

Ekim 10th, 2008 banu 2 comments

Bayrama, arkadaşımız Haldun’nun bir süredir beklediği iş haberini, hiç beklemediği bir anda almasıyla başladık. Arife günü geldi haber; bayramın 2. günü Dubai’ye bekleniyor. Haldun ile vedalaştık. Burcu’yu da çok yakında yanına uğurlayacağız. Özleyeceğiz onları… Ama çok değil :) Mira en kısa sürede arkadaşı Burcu’yu görmeye Dubai’ye gidecek. Tabi ki annesi ve babası da…

Bu bayram, benim için, eşim için, ziyarete gittiğimiz herkes için, hepimiz için çok özel. Önceki yıllarda edi büdü gittiğimiz bayram ziyaretleri, şimdi daha bir anlamlı… Şekerimiz yanımızda…

Bayrama babaanne ve dedesinde kahvaltı ile başladık. Mira’cımın ilk bayram harçlığı cebine koyuldu :) Evde sofrada bizim ile oturmaya alışan Mira’mızı kahvaltı masasından uzakta veya masada kucakta tutabilmek mümkün değildi. Portatif bir mama sandalyesinin çok faydalı bir gereç olduğuna karar verdik. En kısa sürede, arabada taşımak üzere bir tane edineceğiz. (Bkz. Pratik Anne’den Pratik Ürünler…) Ardından benim anneanneme gittik. Anneannem, herzamanki gibi Mira’yı “yavrumun, yavrusunun, yavrusu” diye diye mıncıkladı… Dayım, yengem, kuzenler, komşular, bol ikram ve bangır bangır muhabbet ile günümüzü tamamladık. Mira’cım bol bol kucak ve öpücük bombardımanına uğradı…

Bu bayramda da uzaklaşmak istemedik. Ankara’yı bekleyelim, sakinliğinin tadını çıkartalım dedik. Tabi ziyaretlerin ardından evde de durmayalım,
gezelim, güzel havaları kaçırmayalım dedik. Ama itiraf ediyorum, Cenk’in soğuk algınlığını yeteri kadar önemsemedik…

Read more…

Yedinci ay… Tırtıl Oldu

Eylül 12th, 2008 banu 5 comments

Artık Mira’cım 7. ayını bitirdi… Aklımda hala bir şeyler var geçmişle ilgili bloga eklemek istediğim. Ekleyeceğim zamanla… Şimdi bu yazı güncel bir haber :)

Miracım 7. ayı şerefine, hareket menzilini genişletti. Artık yuvarlanmak yerine tırtıl gibi ilerliyor. Artık her yere bu şekilde ulaşıyor. Kollar ile çekiyor, popoyu hafif kaldırıp, ayaklar ile itiyor ama göbişi yerinden oynatmıyor. Yukarıdaki resimde görünen, daha yeni, Mira’cım yuvarlansın diye özene bezene yaptığımız yer minderimiz işlevini hemen hemen kaybetti (!)

Yakında küçük bir kaplumbağa olacak mı? Bilemiyorum… Şimdilik bu anın keyfini çıkartıyoruz. Bloglamaya başladığımdan beri vaktin ne kadar hızlı geçtiğini daha bir fazla hissediyorum. Daha bir kaç ay önce kendi elini gördüğünde şaşkınlık içerisinde 1 saat inceleyen bebişimin, araştırmacı ruhunu zaptedebilmek mümkün değil… Zaten zaptetmek isteyen de kim :)

Read more…

Altıncı Ay… Tek Dişli Canavarım…

Eylül 12th, 2008 banu 2 comments

Mira’cım altıncı ayında Artık profesyonel olarak oturuyor. “Anne nerede?” deyince hemen bana bakıyor… “Meme nerede?” deyince de hemen bana bakıyor. - Evdekilere bu konuda dalga geçmemelerini söylüyorum ama dinletemiyorum. - Annemin dediği gibi “Miracık artık Türkçe de anlıyor :)”

“Ne çabuk büyüyorsun… Bu minicik çorapları sen mi giyiyordun Miracım?” derken altıncı ayın sonundaki doktor kontrolünde bizi şaşırtan bir şey oluyor. Mira bu son ayda hiç uzamamış ve sadece 250gr. almış. Oysa ki bugüne kadar her ay ortalama 700 - 800gr alıyor, 2 - 3cm uzuyordu. Hatta ikinci ayında 4cm uzamış ve 1 kilo almıştı. Hep gelişimi %90 -95 aralığında gidiyordu…

“Bir sorun vardı… Neden neydi? Bahçede çok vakit geçiriyoruz diye D vitamini vermeyi kesmiştim. Kesmemeli miydim?
Tadına baktıracaz diye midesini gereksiz mi doldurmuştuk? Sütüm gelişmesine yetmiyor muydu artık? Çok çabuk büyüyor kızım diye, çok mu üst üste söylemiştim? Bu kadar sık söylememeliydim tabi… Bunlar ve benzeri yüzlerce mantıklı mantıksız düşünce, doktorun değerleri “gelişim izlem kartına” not aldığı otuz saniye içinde aklımdan geçti.

Doktorumuz aklımdan geçenlerin bir kısmını yüzümden okumuş olacak ki hemen…
“endişeleneceğiniz hiç bir durum yok”
“Bu ay sadece uzamamış ve kilo alımı da buna uygun, boyu %75 de, kilosu da %80 de, bu boy ile taşıyabileceği kilonun üst sınırında, daha fazla kilo alsaydı şişko olacaktı, son derece estetik bir gelişim göstermiş, meraklanmayın”
dedi.

Bu arada çinko takviye verelim dedi. İşte D vitaminden kaçarken başımıza bir iş daha çıkarttık. Ben “vermeli mi vermemeli mi şimdi” diye düşünürken, “çinko ülkemiz topraklarında eksik bulunan bir mineral, o yüzden bizim besinlerimiz çinko yönünden yeterince zengin değil… boyunu da uzatır. yanlış anlamayın Mira bu ay uzamış olsaydı da çinko verecektim” dedi.

Read more…

Beşinci ay…

Eylül 12th, 2008 banu 8 comments

Mira’cım dördüncü ayını bitirince oturma işini bir hayli ilerletti. Dengesini yüzde yüz koruyamasa bile kendi kendine oturuyor. Oyuncaklarını seçiyor. Elini uzatıp, istediği oyuncağı tutup, alıyor. Elinden alırsak, bize kızıyor. İstemediği bir şeyi uzattığımızda reddediyor. Keçi gibi inatçı olacak kızım, belli…

Doktorumuzun önerisi ile farklı tatlar ile tanıştırmaya başladık Mira’mızı… Özellikle mevsim sebze ve meyvelerini tatmasını söyledi. Kayısının en güzel zamanında, kayısı ile tanışsın. Şeftali yesin… Yoksa ilk kayısısını, ilk şeftalisini neredeyse 1,5 yaşında görecek, “nereden çıktı bu” diye reddebilir. Çok mantıklı geldi.

Read more…

Categories: beslenme, ilkler Tags: , ,

Bu kız kime benzemiş?

Eylül 11th, 2008 banu 5 comments

Mira’cım 4 aylık… Uçağa binmek için güvenlik kontrolünden geçiyoruz. Polis memuru, yardımcı olmak için Mira’yı kenardan arabası ile alıp, bir bayan memura emanet ediyor. Ben de aynı anda güvenlikten geçip, Mira’mın yanına yaklaşıyorum.
Kızımın başında agudu gugudu yapan polis memuresine “Alabilir miyim?” diyorum.
“Annesi şimdi gelir” diyor.
“Benim annesi…” diyorum.
“Siz misiniz? ama hiç benzemiyor… zaten bu kız çok güzel…” diyor.
“Biliyorum ben doğurdum” diyor yoluma hemen devam ediyorum.
Babası peşimden güle güle “bana benzemiş ondan güzel…” diyerek geliyor.

Şu bir gerçek Mira’cım hepimizden çok güzel… Maşallah! Gözleri anneanne - babaanne tarafından… Boyu da babasından… Ama annemin özenle sakladığı benim bebeklik tulumumu Mira’cıma giydirince, bana da çok benzediği anlaşılıyor. Yukarıdaki fotoğrafları olup olmadık yerlerde “kızınız size hiç benzemiyor” diyerek beni uyuz eden yabancılara ithaf ediyorum.